Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
İsmail Cömertoglu
İsmail Cömertoglu

Gidin Buradan

Yorum

Gidin Buradan

1

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

662

Okunma

Gidin Buradan


Akşamın yatsı vaktiydi. Üç aylık bir yorgunluk ve özlemden sonra kapıdan eve sevinç dolu olarak girdim. Babam, annem ve kardeşlerim sobanın çevresinde oturuyorlardı. Yüzleri soluk ve bezgindi, acı ve öfke doluydu, kapkaraydı. Hiç birisi hayata gülümseyemiyordu.
Üç ay kadar uzun bri süre görüşemediğimiz halde bana hoş geldin demek için kendilerini zorluyorlardı sanki. "hoş geldin" kelimesi dudaklarının arasında sürtüne sürtüne çıkıyordu. Her sene sevgilisine koşar gibi beni kucaklayan bu eller kurumuştu sanki... Bana uzanmıyordu o eller...
Aradan çok geçmedi, halam nefes nefese telaşla içeri daldı. Ayakta duramayacak kadar yaşlı olduğu halde ayak üstü acele acele, karıştıra, karıştıra konuştu. "Buradan gidin, çabuk toz olun, toz olun. Hadi ne duruyorsunuz, toz olun çabuk. Ailecesine eviniz, barkınızla kaçın. Bu geceden tezi yok kaçın, kaçın buradan. Artık sizi yaşatmazlar, ocağınızı söndürürler, ocağınıza incir ağacı dikerler sonra. Kaçın, kaçın, gidin buralardan." dedi ve zindandan çıkarcasına kendisini dışarı attı, gitti hemencecik.
Olayın nedenini sormaya gerek yoktu. Anlamıştım ailemizin içini burkan, evimizi zindana çeviren nedeni. Evet, amcam eski bir davadan dolayı katil olmuştu, kinini yenememiş, iki cana kıymıştı. Bundan bizim bir suçumuz yoktu, yoktu ama olmuyor. Nasıl olsa yakın akrabasıydık katilin. Amcam katliamdan sonra dağa kaçmıştı, bizler topun ağzında kalmıştık. Biz de düşmanların gözünün önünde kaybolmalıydık. Uzaklara, bilinmez yerlere gitmeliydik.
Gecenin ikisinde hiç uyumamış olarak yola koyulduk. Silahlarımızı bir avcı taşımaktaydı, biz taşıyamazdık. Birisi görürse haber verir, anamızı ağlatırlardı. Üzerimizde fazla yük yoktu. Yoldaki çamur sırtımıza kadar çıktığı için ağırlığımız oldukça artıyordu ve yol almakta zorlanıyorduk.Yolumuz uzadıkça uzuyordu. Gökyüzünü kapkara bir yağmur bulutu kaplamıştı, hafiften yağmur çiseliyordu. Gece yüklendiği kapkara bulutun etkisiyle daha bir gece olmuştu. Birbirimizi zor seçebiliyorduk. Zaman zaman birbirimize dokunduğumuzda uykusuzluktan kapanan gözlerimiz açılmakta zorlanıyor, tüylerimiz diken diken oluyordu.
Gecenin sessizliğinde yürüdüğümüz halde kafamda silah sesleri ve korkunç haykırışlar yankılanıyordu. Hayal kuruyordum, daha doğrusu kabus görüyordum. Yolda düşmanla karşılaşıyor, birbirimizi kurşun yağmuruna tutuyorduk. Neticede ben ölüyordum. Ailemizi kara bir duman bürüyor, kalplerimizde yuva kuruyordu.
Bundan sonra artık anamızın kucağına giremezdik, ana kucağı kadar değerli olan o atadan, deden kalma toprak bana düşman olmuştu. Sanki ayağımın altında duran bir atom bombası gibiydi. O kucak bana açılmıyordu, o kucağa koşamıyordum. O kucağa koştukça, daha doğrusu oradan uzaklaşmadıkça ölmeye ve öldürmeye razı olacaktım.
Kavakuşluk gelip çattığında yüreğimizin burkulması durdu, üstümüzdeki buhran dağıldı. Ana kucağı gibi sıcak olan topraklarımızda uzaklaşmıştık. Artık çok uzaklarda bulunuyorduk, Bir anlık öfkenin ve kinin maliyeti bizi topraklarımızdan koparacak kadar pahalıya mal olmuştu. En kötüsü de yüreklerdeki kin tohumları daha da boy atmıştı.
1969
İsmail Cömertoğlu

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Gidin buradan Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Gidin buradan yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gidin Buradan yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
VarolT
VarolT, @varolt
17.4.2020 09:17:54
Tam da "Emanet Çeyiz mübadele insanları" isimli kitabı okurken denk geldi yazınız. Sizin anlattığınızdan farklı sebeplerle de olsa yerinden yurdundan, kök saldığı topraklardan ayrılmak zorunda olanların hazin hikayelerini anlatıyor bu kitap. Savaş, düşmanlık, kin, nefret insanı insanlıktan çıkarır. En temel canlı içgüdüsü; "Hayatta kalmak" dışında her şey anlamını yitirir. Keşke bunlar hiç olmasa, insanca yaşayabilsek. Dünya hepimize yeter aslında...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL