Son günlerde çok sık paylaşılan, okuyanları düşündüren bir yazının üzerinden görüşlerimi ve bu yazıyı okuduktan sonra kaleme aldığım bir şiirimi paylaşıyorum.
Padişah Emridir. Tüm diyardaki 50 yaş üstündekiler toplanacak ve infaz edilecektir. Gençlerden biri, babasını samanlıkların altına özel yaptırdıkları sığınağa saklar. Diyardaki tüm 50 Yaş üstündekiler toplatılır ve infaz edilir.
Padişah uyanıktır. Bakar ki bir direniş olmamıştır, hatta babalarını kendi elleriyle teslim edenler bile olmuştur...
Aradan bir süre geçtikten sonra, padişah "kırk ile elli yaş arasındakileri deniz kenarına toplayın" der, toplarlar. Padişah; "size üç gün süre. Üç gün sonra geleceğim bana kumdan tespih yapacaksınız eğer beceremezseniz hepinizin başı kesilecek" der.
Bir gün geçer kumdan tespih yapmak ne mümkün.
İkinci gün geçer hiç bir şey yapılamaz.
Üçüncü günün akşamı babasını sakladığını bile ölüm korkusundan unutan genç adam, koşar babasının yanına durumu anlatır... Baba oğlunu dinler ve mevcut durumdan çıkış yolunu söyler...
Süre bitmiştir. Deniz kenarına toplanırlar Ortada tespihten eser yoktur.
Cellâtlar hazırdır. Ahali korku içinde kimisi eşinin, kimisi babasının, kimisi abisinin, kimisi en yakınının infaz kaygısı içinde...
Padişah Alana infaz emri için gelir.
"Verilen süre doldu görevi yerine getiremediniz" der ve tam cellâtlara infaza başlayın diyecekken;
Babasını gizleyen adam, padişaha tüm ahalinin duyacağı ses tonuyla seslenir;
"Padişahım biz bu görevi yerine getirirdik, lâkin bir sorun niye getirmedik" der.
Padişah; olmayacak bir şeyin cevabı da olamayacağını bildiği için, alaycı bir edayla "söyleyin bakalım neden yerine getiremediniz" der.
Genç adam cevap verir. "Hünkârım biz çok düşündük kumdan tespih taneleri yapmak zor değil. Lakin bunun İmamesi nasıl olacak? Padişahımız ya beğenmezse...
Siz bu konuda tüm diyarın en iyisisiniz
İmameyi siz varken bizim yapmamız ne haddimize... Siz İmameyi yapın biz de taşları etrafına hemen diziverelim" der.
Padişah çok zor durumda kalmıştır.
İnfaz emrini veremez mecburen "Tamam sizleri afettim" demek zorunda kalır.
Döner kurmaylarına; "Ulan şerefsizler hani hepsini öldürmüştünüz bunların? Saklanan tecrübeli birini gözden kaçırmışsınız!" der... ALINTI
_______________________________________________________________
Tüm dünyaya yayılan, insanları eve hapseden, devletlerin ekonomilerini çökerten öyle bir virüs ki! Gözle görülmez,, elle tutulmaz. Ortaya çıktığı günden beri, bilim adamları bu illetin önüne geçecek çare ve aşı bulamadılar. En çok kronik hastalıkları olanları, yaşlı ve vücut dirençleri az olan kişileri daha çok etkilediği hekim ve bilim adamları tarafından açıklanmaktadır.
Ülkemizde de ilk günden beri birçok önlemler alındı ve alınmaya devam ediyor. COVİD-19 Corona adlı virüsün insanlardan insanlara geçtiği için yetkililer tarafından alınan önlemlerin başında “EVDE KAL” Çağrısı yapıldı. Bu virüsten en çok yaşlılar etkilediği için 65 yaş üzeri olanların dışarı çıkmamaları istenmektedir. Şimdinin 65 yaş üzerinde olan insanların yaşadıklarını, zamanımız gençlerinin, o insanların hayatta nice yokluk, nice salgın hastalık nice badireler atlatarak bu günlere geldiklerini anlaması çok zor. Sürekli evde durmaya alışık olmayan büyüklerimiz, havaların da ısınıp bahar havasına dönmesinin de etkisiyle evde durmakta zorlanmaktadırlar. Onların sağlığını koruyabilmemiz, dışarıya çıkmalarını, kalabalık ortamlardan uzak tutmak için, onları dışlamadan, kırmadan, üzmeden onları da anlamaya çalışarak, anlayış ve saygı çerçevesinde hareket etmemiz gerekmektedir. Onlar bizim baş tacımızdır. Şunu da unutmayalım ki! “Şimdinin gençlerinin hepsi ilerinin yaşlı adaylarıdır.”
Bilim adamları mutlaka bir çözüm bulacaklardır.
Bizlerin de en büyük görevi yetkililerin açıkladığı kurallara uymaktır.
Ülkemizi ve tüm insanlığı etkisi altına alan bu illetti en kısa zamanda bertaraf etmesini diliyorum.

AH YAŞLILIK AH

Evdekiler evde durma git diyor,
Eve barka sığmaz oldu yaşlılar.
Zaptiyeler gidip eve yat diyor,
Yitirmezse işi buldu yaşlılar.

Sığmıyor kabına dünya dar ona,
Nice çile çekti virüs yar ona,
Böyle yaşaması gayrı zor ona,
Çektiği çileden yıldı yaşlılar.

Altmış beş üstünü yaşayan canlar,
Dertle yaşamayı çok iyi anlar,
Ne çileler görmüş ne afakanlar,
Hayattan dersini aldı yaşlılar.

Camisi kapandı parklar yasaklı,
Yaşama sevdası içinde saklı,
Kendi açısından onlarda haklı,
Büzüldü köşede kaldı yaşlılar.

Yokluktan kıtlıktan çıkan da onlar,
Dünyanın kahrını çeken de onlar,
İnanın hayattan bıkan da onlar,
En fazla ezilen kuldu yaşlılar.

“Corona” yayılmış bütün cihana,
Okunu çevirmiş yaşlıdan yana,
Mahir, yapma artık boşa tantana,
Desene yaşarken öldü yaşlılar.

Mahir Başpınar. 23.03.2020