Bilirdi onsuz bütün denizlerimin engin bir çöl olduğunu, ve dahi bilmekten öte gidip de göremediği gelip de misafiri olamadığı bir vaha idi, bu kamburu üzerime sinmişlik. Her duygu gibi o da sahte bir merasim gölgesinde ve laneti gümüş kabzasına nakşedilmiş bir hak edişle, ölüm sessizliğine büründüğünde, kimin için dedi. Usulca eğilip kulağıma. Belli ki senin için dememi bekleyen bir cümle idi duymayı umduğu.Ben ise sustum her şeyi gömüp içime.
Oysa katilinin kurbanını kutsadığı bir sevgili gibi eziyeti özümsemişti, o güne dek, benliğimde bir mazlum bilge, yahut asil bir şiir mevsiminde, şifasını bekleyen hasta bir meczup iken ben, bir köşede taşıdığım yükün ağırlı altında ezilmiş ve hangi kağıdın üzerine bıraksam acırdı diye düşünmekten kendimi alamadığım duygularımda, tepkisiz bir yüz, her şafakta yokluğuyla yıkanmıştı , daha emekleyen o satırlarımı saman kağıtlara nakşedememişken henüz.
Boynunda taşıdığı onca sükunetin vebalinden korkmayıp, ben o olmak uğruna kendimden bu kadar vazgeçmişken hemde.Onu getiremediğim bir set aşılmazlığın da, sokakları dolduran haylazlığımın heyecanının umursamazlığa dönüşen aymazlığında. Gözlerinin davetine icabet etmek için göze almak bile yetmezdi anlatmaya, yarattığı kabusların serseri sataşmalarını.
Gecenin ilerleyen vakitleriydi, bulmuştum, bulmayı ummadığımı ve o hüsrana dönem hazin öyküleri dinlerken uykunun eşiğinde hayalini sır rüyalara kaptırıp kokusunu anımsatacak bir kandil peşinde koşardım içimdeki karanlığı artırıp ve arındırıp kuytulardan sonra yine beyhude kaybederdim kendimi. her köşe başında Peyda olan gölgemin çaresizliğine inat.
İşte böyle şahit oldu kalemimin şehadetine...

Serdar KURT

fon müziği için tıklayınız :

Hercai Dizi Müzikleri - İçim Yanıyor

www.youtube.com/watch?v=FlqMZ7oOQEw