11
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1377
Okunma


Bu işin şakası yok, lütfen evde kalın. Ey yaşını başını almış insanlar! Sizlere Belediye otobüsleri
ile ücretsiz seyahat hakkı verildi diye, hem kendi hayatınızı, hem çoluk çocuğunuzun hayatını
riske atmaya, hakkınız var mı?
Çeşitli kaynaklara göre"Korona virüs salgınında en büyük risk grubu olan 60 yaş ve üstü kişilerin
evden çıkmamaları ve sokağa çıkmamaları yönündeki çağrılara rağmen vatandaşların bu uyarılara
kulak asmadığı ortaya çıkmış.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açıkladığı verilere göre ise 17 Mart Salı günü 60 yaş üstü 33 bin
592 kişi 82 bin 653 kez, 65 yaş üstü 87 bin 661 kişi 230 bin 600 kez toplu taşımayı kullanmış."
El insaf! Bu nasıl bir şey, bizim insanımız nasıl bu kadar duyarsızlaştı, şimdi belki içinizde, bu yaş
grubunun sokağa çıkma yasağına tepki gösterenleriniz olmuştur. Bunun sorumluluğu, bu kadar
duyarsız ve tedbirsiz davrananlar değil de kim?
Tabi ki mesele sadece bu değil, hadi isteseler de, istemeseler de bu risk grubunun dışarıya çıkışını
zorunlu olarak engelledik. Peki bu insanların aynı evi paylaştığı gençler, yani evlatları, torunları bu
mikroba karşı direnç göstermelerine rağmenmikrobu evlerine taşıyarak sokağa çıkmasını
yasakladığımız yaş grubuna bulaştırırlarsa ne olacak?
Mutlaka bunun da bir çaresi var, gençler dışarıdan geldiklerinde, hiç kimse ile temas etmeden, ellerini
güzelce sabunlayıp yıkayacaklar, üstlerindeki giysileri, hemen değiştirecekler. Bununla da kalmayıp,
mümkün olduğu kadar hanenin yaşlılarından uzak duracaklar.
Sevgili gençler, sevgili akranlarım sadece kendimizi değil ailemizi, çevremizdekileri de düşünmek
zorundayız.
İşi ciddiye alalım, bu belki de dünyanın karşılaştığı en büyük felaketlerinden biridir, bizim neslimiz ve bizden sonrakiler siz hiç bütün dünyanın tehlike altında olduğu ve bu tehlikeye karşı birleştiği bir başka olay hatırlıyor musunuz? Hatırlamıyorsunuz elbette.
Bizi bekleyen bir önemli tehlike daha var. İstanbul Tabipler birliğinin yaptığı açıklamaya göre;
sağlık personelinin ekipman sorunu bulunduğunu belirtilmiş, “Ankara’nın en eski üniversite hastanelerinden birinde bir haftalık, maske, eldiven stoğu kaldığı. Dezenfektan kalmayan yerler olduğu. Dört bir yandaki, farklı illerin Aile sağlık merkezleri, aciller ve polikliniklerinde sıkıntının büyük olduğu. Sağlık personelini koruyamazsak, toplum sağlığının bütünüyle tehlikeye gireceği. Bir an önce bu ekipmanların ihtiyaç bulunan tüm yerlere dağıtılması gerektiği.
Her yerde test yapılma imkanının olması gerektiği. Test yapan hekimlerin N-95 denilen filtreli maske kullanmaları gerektiği." Belirtilmiş.
Kısacası ortalık toz duman ve bizler halen evde kalıp ne yapacağız derdindeyiz, kardeşimbulun bir meşgale; kitap okuyun, resim yapın, saz çalın, hiç bir şey yapamıyorsanız kavga edin, ama lütfen evden çıkmayın.
İşin ciddiyetini halen kavrayamadıysanız şöyle bir düşünün; Hani nerede o savaşan dünya, nerede bir birini her fırsatta suçlayan siyasiler, herkes can derdine düştü değil mi? O halde bu hiç öyle küçümsenecek bir tehlike değil.
Mikroplardan uzak, sağlıklı, sıhhatli günler dilerim, güzel günlerimiz olsun inşallah...
Mehmet Fikret ÜNALAN
Yıl 2020 Mart ayının yirmi ikisi Saat 01.40
Ev hapsindeyken
Güzelçamlı/Kuşadası