Nereye Kadar!

Öyle hal ve ahvaldayız ki;
Kimi tezek kokluyor, kimi gül,
Kimi altın topluyor, kimi nal,
Kimine zehir zıkkım, kime bal,
Öyle bir hal, ne hal, ne de muhal!

Çalışmayanlar var, hep göze girer.
Çalışan var, yerin dibine girer.
Uygulayıcılara biraz vicdan!

Şaşırdık vallahi!
Hem de çok şaşırdık.
Kime ne diyeceğinize...
Kime ne vereceğimize...
Kimden ne alacağımıza...
Ne içeceğimize, ne yiyeceğimize, ne giyeceğimize...
Nasıl besleneceğimize...
Evet şaşırdık!

Maşallah, derinden derinden, usul usul, sindire sindire yağıyor.
"O" her şeyin en iyisini bilendir.

Bazı insanlar, ballı ballı!
Çeşmeden başkasına zehir akarken, kendisine bal akar.
O kadar yani!
Acaba nereye kadar?..

Şöyle uzaktan bakınca, bin bir türlü hinlikler düşünen, yapan dangalaklar o kadar çoğalmış ki, baktıkça insanın başı dönüyor.
Elbet bir yere kadar da...
Bakalım nereye kadar!

Kayaların arasında ki küçük çakıl taşları dikkat çekmez.
Ancak renkliler ve değerli olanlar dikkat çeker, göze batar.
*
İyi niyet taşlarıyla döşenmiş yolda ilerlerken, illa ki çürük, dengesiz, tutarsız taşlar olacaktır.
Aslında gayet normaldir.
Biraz daha dikkat!





Kerim BAYDAK
[email protected]