Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Gümüşhanlı
Gümüşhanlı

Düşünelim

Yorum

Düşünelim

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

485

Okunma

Düşünelim

Düşünelim


Kişinin normal hayatı nasılsa sosyal medyası da öyledir. Bu tabiat kanunu kadar gerçektir.

Malum zihniyetin elindeki mevcut düzenin, siyaset dâhil bütün "sivil alanları" daralttığını, topluma nefes alacak bağımsız bir saha bırakmadığını hep birlikte şikayet ediyoruz.

Kendimize bir soralım şikayetimiz de samimi miyiz?

Bu anlamda toplum olarak nefes alacağımız tek alanın "sosyal medya" olduğu konusunda aramızda tam bir mutabakat bulunduğuna kaniyim ki, madem böyle ise yani sosyal medyayı kullanıyorsak neden amacına uygun kullanmıyoruz, isabetli yazılar yazıp uyarılar yapmıyoruz, gönüllere ayna tutmuyoruz???

Ne yazık ki, zalim-zorba düzenin bütün sivil alanları kuşatan ve bize dayatılan bu paradigmayı değiştirecek şekilde, "sosyal medya" gibi bir vesiley-i nimeti sınırsız ve elverişli bir imkânı hiç ediyoruz.

Düzene bak düzene hayret ettim bu düzene bir tarafta kimin eli kimin cebinde belli değil, diğer tarafta kim kimi denk getirirse düzen düzene...

Bu düzeni müdafaa eden yanlısı yardakçısı yerin dibine batsın

Batsın ki, Türk milletinin hayatını İslâmi imân dolu atmosfer içinde mânâlandıran nizam gelsin inşallah!

Biraz kurcalayarak, şöyle haklı gerekçemle bir iki kelâm edecek olursam, bakıyorum da dedem yaşındaki adamlar torunu yaşındaki çocuklarla olmayacak olmayacak muhabbetler içerisinde.

Malum zihniyetin televizyonunda, günaşırı her gün bir değişik çirkeflik gözlere ve kulaklara hitap ediyor...

Yok efendim, şu şununla kaçmış bu da bununla aranılıyor, kimin kiminle yattığı düştüğü kalktı konuşulmuyor da çocuğun babasının Dna testine başvuruluyor ve ısındıra ısındıra yüce Türk milleti ne servis ediliyor.

Daha önceki programlarında da kendilerine otobüste hastanede vesaire yer vermeyen gençlere zamane çocuğu diyenler evlilik programlarında kolbastı oynadılar bunu da bu millete aşıladılar.

Ben zamane çocukluğu nasıldır bilmem zamanın çocuğu olarak hak dava ediyorum ve diyorum ki Allah (c.c) âşkına bu yapılanlar Türk milletine reva mı?

Dışarıdan bizi izleyenler görüp Türk milleti böyleymiş diyecekler...

Yani öyle duruma geldik ki, bana sosyal medyanı, televizyonunu vesaire göster sana kim olduğunu nasıl bir millet olduğunu söyleyeyim kabilinden bir anlayış vardır almalıdır da diyorum.

Yüce Allah’ın Şanlı Peygamberimize vahyettikleri Adı güzel Şanlı Peygamberimizin de bizlere tebliğ ettikleri ne varsa bunların dışarısında bir hayat sürülüyor.

Sosyal medya dediğimiz ortamdan tanışıp real’de görüşerek bir şeyler oluyor bir şeyler, öyle bir şeyler ki anlatmaya ar ediyorum...

Şu cümleleri mi yineliyorum, düzene bak düzene hayret ettim bu düzene kimin eli kimin cebinde herkes birbirini düzen düzene...

En nihayetinde şöyle oldu böyle mağdurum diyerek, birbirini üzen üzene!

Misal kendini bilmez, kişiliğini ön plana değil de dişiliğini ön plana çıkaran bir kadın geçtiği zaman herkes tepeden tırnağa süzen süzene!

Böyle bir haberde konu oldu, kendini ve haddini bilmeyen erkeğin birisi kamu araç ve gereçlerinde böyle yarı çıplak birini ya da işte uygunsuz giyinmiş birini görünce gözümün önünden çekil gözüm sana kayıyor dedi, dedi ve küçülüp aşağılık duruma düştü.

Bu ülkede bu gibi durumlara şahit olduk.

Oysa bizim şanlı tarihimiz de güzel geçmişimizde kişi ne yaparsa yapsın "Yüce Allah ve Resul’ünün hizmetine uğraşını çabasını endekslerdi ki, zaten bu endeks nimetlerin en büyüğüdür.

Elimizde bulunan imkânlar şeytani uğraşın mahsulü olmamalı Türk’ün töresinin İslâm’ın esas ve ölçülerine dayanacak şekilde uğraşlar çabalar elde etmemiz lazım gelir.

Bilmeliyiz ki bizler manevi değerlerimizden uzak düştükçe gerçek mânayı kaybederiz öbür dünyayı da.

Kanaatimce tam tersine, muktedirlerin ve düzenin tam da istediği gibi, bu alanı da "kutuplaştırma, ötekileştirme" veya "kişisel terapi ve tatmin" amaçlı sağa-sola yaptığımız sataşma gibi paylaşımlarla bir vesileyi nimeti etkisiz hâle getiriyoruz.

İnsan, bu dünyanın hakimi değildir, hayatın sahibi hiç değildir, eli her şeyin üstünde olan bir "Kader" vardır.

Didinip, didişip, itişip, kalkışıp durmamız ne kadar nafile, ne kadar malâyani,ne kadar acınasıdır.

Ne yapıyorsak ne ediyorsak biraz düşünelim, düşünelim ki zaten kişinin dini aklı kadardır.

Allah Tebâreke ve Teâlâ, bizleri ham softaların ve kaba yobazların ahmaklığından ve kendi küfürünü hakikat sanan ve de din de yenilik iddiasıyla dini tahribe yönelen İslâm güncelleştirilmeli diye ortaya yeni bir proje atan ılımlı Müslümanlık gibi vesaire ...

Allah azze ve celle, yani bu projenin başı ve taraftarları gibi beyinsizlerin şerrinden bizleri korusun.

(lütfen biraz düşünelim)

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Düşünelim Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Düşünelim yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Düşünelim yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL