Sevdiğim
bugün bir kumru kondu balkondaki çamaşır demirinin üzerine, hep konarlardı da bugün tek kondu selam verdim yaralı bir tebessüm ile halini sordum tabi sadece melul gözlerle baktı yüzüme, bir cevap vermedi, verdi isede acziyetimizdir lisanını anlayamadık.
senden bir haber mi getirdi diye iç geçirdim
Kumrular eşleri ölürse başka eş sokamazlarmış hayatlarına, imrendim asil davranışlarına.

Sevdiğim seni özlemekle geçen zaman da bazen okadar saçmalar zinciri oluyor ki dile gelmiyor, şaşkınlıklar içinde kalıyorum kendime ve kızgın eleştirilerin muhatabı oluyorum kendimle
Sebebini biliyorum aslında ...
birazı sana hasret yaşamanın hırçınlığı

Bazen sebepsiz bazen sebepli gözyaşalarım süzülüyor yanaklarımdan
bunları sen üzülesin yada sen de ağla diye söylemiyorum, bil istiyorum seni sevenin halini, hasretinden neler çektiğimi.

nerede bir çiçek görsem, nerde bir kedi, köpek, kuş yada güzel birşey işte o an tam yanımdasın, yada yanımda olmanı ençok istediğim anlardasın
O güzelliklere birlikte şahit olmayı istediğim anlar ne çok bilsen

mesal aklıma gelen ilk şey, üç gökkuşağı aynı anda gördüğüm zaman şaşkınlık içinde idim hep bir tane görmüştüm, üçünü aynı anda üç değişik yerde gördüğümde sessiz bir ahh çekmislimi anımsarım
ozamanlarda akıllı telefonlar bu vaziyette değil hani ...

bir diğeri gelir aklıma,
dalgamı gecerdi, şakalaşırmıydı, yada kızdırmaya mı çalışıyordu bilemediğim bir vaka,
bir kırlangıç kuşunun bir kediye defalarca pike yapmasına şahitliğimde görünen o muhteşem anları hayret ve hayranlıkla seyrederken senin de ne çok yanımda olmanı istemişliğimi anımsarım

bir digeri gelir aklıma, yer etmiş hafızama;
ileri yaş, bir teyze ile yolcuğumuz anımsarım, sohbetle nasıl oldu oldu konu sen oldun, biraz anlatmamla benim musluklar bozulup mendil ararken kendime teyzenin o hoş uzun gülüşlerini hatırlarim

Ne çok sevmişim seni
kendim kendime şaşıyorum belki şaşmıyorum
Sev de gör diyorum
zapt etmiş aşkın beni