Ayrıca Frida Kahlo’nun annesi, Frida’nın Diego ile evlilik kararını "kedi ile fil’e" benzetmiş. Annesi, Diego’nun çok çirkin olduğunu söylerken, Babası da, Frida güzel değil ama hastalıkları çok, eğer ona bakabileceksen evliliğe evet derim demiş, Diego’ya.




Bizim insanlarımız desinlerin mimariyeleridir. Derinleşemez, düşünemez gösterilen ne işe onu ali buyur eder. Sormaz, sorgulamaz. Sordurtmaz ve sorgulattırmaz da. Günlük yaşantıları, aylık yaşantıları ve varsa idealında yıllık planları hepsini toplama kamplarına dönüşen şehirlerde arar. Oysa insan, insanın kendine sunumudur. Frida Kahlo, hakkında hiç bir fikri olmayan insanlar bu kadını yere göğe sığdıramaz ama nedense bu kadının silüeti dahi onları kendi hayatının bir parcasi imiş gibi algılatmaya zorlar. Oysaki yapımsal ve kalıplaşmış yargı biçimleri, çoğunun ilimden bilimden ve kültürden yeterli beslenmemelerine engel olmuştur. Her insanın geçmişi aydınlığı gibi karanlığı da olabilir. Bu olabilirlikler bizleri araştırmaya ve kendimizi geliştirmemize yardım etmiyor ve edemiyorsa tarihin bize ettiği tanıklık hediyesini de nazikçe geri itmiş olur ve cehaletin nirvanasını yaşarız. İnsanı oluşturan temel kavramlar, ilmi fikri ve kendine özgü olmayan özümsenmeleri de değildir. Biri insanın yüceliği kadar yücelisleri de irdelemek gerekir. Bu konu hakinda daha uzun bir makale yazmayı planlıyorum ama şimdilik o fotoğrafı koyayım belki insanlar da soru işaretleri belirir ve bir iki meraklı yorum da gelirse konuya heyecan katarak verim oranını artırmış oluruz.

Şimdilik;-