Keşke, on yaş daha genç olsaydım dedi adam!
Kadın şaşkın!
Neden; dedi sessizce;
Adam, susturmaya çalışıp içindeki fırtınaları, başını iki yana sallayıp,
baktı kadının maviden de mavi gözlerine.
Ve o an; suslar yapıştı ikisinin de dudaklarına…
Tam konuşacak gibi oldu adam, kadın işaret parmağıyla mühürledi adamın dudaklarını,
sus dercesine…

Suskundu yer gök, suskundu gece, elleri titriyordu kadının.
Buram buram ter döküyordu adam. İçinde tutamıyordu artık, konuşmalıydı,
sancılı da olsa doğurmalıydı, dilinde can çekişen kelimeleri!


Bayram telaşı yaşayan küçücük bir kızdı yüreği kadının.
Hem duymak istiyordu o sözü, hem de korkuyordu! Ya başka bir şey dökülürse dudaklarından…
Gece uzadıkça suskunluk kanatıyordu…

Ve nihayet; iki kelime dökülüverdi adamın dudaklarından,
seni seviyorum…
Kadın engel olamıyordu yaş dolan gözlerine.
Yanaklarından yüreğine süzülüyordu akan yaşlar!
Hadi tekrar söyle, der gibi bakıyordu adamın yorgun ama sevgi dolu gözlerine.
Bütün cesaretini toplamıştı kadın,
tam konuşacaktı ki; bu seferde adamın işaret parmağı kadının dudaklarına değiyordu!
Sus diyordu adeta, büyü bozulmasın
ve sustular…

Sustuğum kadar seviyorum seni adam!
Bir keşke de benden sana,
Büyük ve kalın puntolarla yazıyorum
SEVİYORUM SENİ