4
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
603
Okunma

Ankara
bu gün pek bir soğuk sevgilim
dona çeken umutlarım titriyor
içimde yılların yorgunluğu kaldırımları arşınlıyor ayaklarım
kışı da özlemiştik diyorum yavaşça
belkide tok teselli benim kisi
yüreğimden ansızın kalkan şilepler
bedenime yapışan acılar
ve ben üşüyoruz saç tellerimde hissediyorum ayazı
veda ederken demiştin bana
Ankara soğuk sıkı giyin sevgilim üşütme
hissiz ve de takat sizim
rölanti bir hayatın sterilizasyon çalışmalarına şahit oluyorum
sokaklar sessiz koca şehir sanki yasta
kediler kaldırımlarda gövde gösterisi yapıyor
soğuk duvarlar beton yığını duygusuz
yazı özlüyorum
güneşin içimi yakan sıcaklığını
yüzümden kayıp düşen terleri
kızgın kumları serin suları
ılık ılık yağıyor yağmur
sanki onla yarışırcasına göz yaşlarım yıkıyor koca bir kentin sokaklarını
köşede beni gizlice izleyen o iki minik gözle karşı karşıya geliyorum
korksam da pek belli etmiyorum
minicik bir fındık faresi
belli ki sabahın ayazında aç kalmış
atmış kendini sokaklara sonra vicdan yapıyorum diyorum ya yavruları varsa
ya aç kaldılarsa
beynimde çınlayan seslere engel olamayıp kendimi bir marketin şarküteri bölümünde buluyorum
kocaman bir peynir dilimi alıp oradan uzaklaşırken
dualar ediyorum inşallah gitmemiştir diye
evet hala orada der gibi seviniyorum titreyen o minik şeyi görünce
yavaşça bırakıyorum peynir dilimini
ve uzaktan izliyorum
önce yüzüme derin derin bakıyor anlamak ister gibi
gözlerimiz konuşuyor adeta sana zarar vermeyecem al ve ye dediğimi anlamış gibi başlıyor yemeye peynirini
işe geç kaldığımı fark ediyorum ama yinede vicdanım mutlu yüzlü bir çocuk oluyor parktan gelmek istemeyen çocuklar gibi adeta isyan edip gelmiyorum diyor bana
tam uzaklaşırken üç küçük yarı tüylü birşeyin önümden hızla geçtiğini görüyorum
ve işte o sahne
meğersem yavruları varmış ve çok açlarmış
yüzüme gelip yerleşen mutluluk gülümsemesi içinde oradan ayrılırken
o dört masum farenin bana son bakışını ve iki ayağının üzerine durup beni yolcu edişini unutamıyorum
teşekkür ederiz dercesine o bakışlar
herkes kalbinin ekmeğini yer diyen annem bana vicdanlı ve merhametli olmayı öğrettiği o günden beri hava ne kadar soğuk olursa olsun benim yüreğim hiç üşümüyor
vicdanımın kurucusu öpüyorum ellerinden