Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Mustafa Güçlü
Mustafa Güçlü

Baharı Satmaya Yeltenen Miskçi

Yorum

Baharı Satmaya Yeltenen Miskçi

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

665

Okunma

Baharı Satmaya Yeltenen Miskçi

Baharı Satmaya Yeltenen Miskçi

Kasabanın pazarında fötr şapkalı bir amca dolanırdı, elinde camdan bir kafeste tuttuğu kokularla. Elindeki cam sandıktan Torosların yeşil ışkılarından, keskin uçurumlarından taşıyıp getirdiği envaı çeşit rayihalarla seslenirdi sesinden önce kokusuyla sarmaladığı kalabalığa:

Elma yağları kekik yağları

Geldi gidiyoru! (gidiyor)

Eski zaman fotoğrafhanesinden fırlamış haliyle sarı sıcağın kıpkızıl ettiği yüzünden akan terleri boynuna astığı mendille silerdi. Döktüğü tüm terler, elindeki cam şişelerden uçmuş miski amberdi sanki. Her zerresi evrenin ruhundan dökülüp doldurmuştu küçük şişecikleri, altın tanecikleri kadar değerli parıltılarla.

Sanki kasabanın boğulduğu kuyulardaki ipin ucunda serinlediği zamanlardı ve adamın çemberinde bir ağaç gölgesi gibi dağılıyordu ağzındaki boğuk harfler. Harfler dizi dizi asılıyordu ipekten askılara giysilerin yanı başına bir kırlangıç misali tedirgin ve uzak. Aniden yoksul bir ağıda dönüşüyordu bütün sözcüklerin döküldüğü, değdiği her yer.

Sesinin koyu yeşil tınısında kar dondurmasıyla ferahlayan sözcüklerle çıkıyordu her köşe başından karşımıza. Her köşe başında aynı gülümsemeyle karşılık veriyorduk baharın geçmişte kalan çağrısına. Kaçıncı kez geçtiğini anımsayamadığı aynı tezgâhların önünden kaçıncı kez selamlaştığını unuttuğu yüzleri yapıştırıp yüzüne yürüyordu.

Pazar yerinde takılmalar atışmalarla başlayan sohbetlerle şırıngadan püskürtülen bahar yeli Karacaoğlan’ın gülüşüne yansıyan umutla alışverişe dönüşürdü hemencecik. Sanki bütün kalabalıklar mırıldanırdı Karacaoğlan’ının avazından kam alıp bahar yelinin sımsıcak ezgisini:

“Yağmur yağar yeşil otlar bitirir / Yel estikçe rayihasın getirir“

Böyle anımsadığım bir zamandan 16 Nisan gecesine geçmek isterken nefesler tutuluyor. Televizyon kanalları Anadolu Ajansı’nın servis ettiği yüksek orandaki evet oylarıyla yorumculara pas atıyor. Her türlü imkânsızlığın ve teslim alma ritüellerinin içinde eşitsiz koşullarda gerçekleştirilen referandum ”Ali Cengiz” oyunlarıyla varılmak istenen istikamete doğru yol alıyor.

Aristo’nun Büyük İskender’e söylediği rivayet edilen, “Galip sayılır bu yolda mağlup” sözünün tarihsel derinliğinde yüreğimizi soğutmaya çalışsak da içimizdeki yangının ateşli mayıs çiçeklerine evrilen rotası rahat bırakmıyor bizi.

Dadaloğlu gibi çağıldayıp ferman sahiplerine ıssız dorukları imliyoruz, belki içimizdeki boşluğu çamların uğultusu dağların gümbürtüsü doldurur diye. Börklüce Mustafa edasıyla yetiş diyoruz, Pir Sultan’ı Hızır Paşa derdest etmeden yetiş ve çek al bizi korkuların burgacından. Ey yalnızlığı demleyen ve demlenen dervişler.

Tarih, yenilgiler sayfasında kanımızla yazıyor dağların şerhini. Bahar dallarından koparılmış çığlıkları yan yana düşürüp yanılgılarımızı üflüyor camdan bedenlere su.

Sokak boşalıyor yağmur kuşları firari, kumrular sesleniyor yabanıl yalnızlığımıza, çağ değişiyor. Bir bulut çöküyor üstümüze top top uzak yaylalardan gölün üstüne doğru kavisler çizerek.

Aydınlanıyor hava, mahşer bir kalabalığa sesleniyor yeniden ihtiyar Miskçi. Soluğunda lavantaların, güllerin terinden işlenmiş hayatla kucaklaşıyoruz yeniden. Yüreğimizde pır ediyor ay aydınlık çocuk sesleri. Bir çulluk havalanıyor karşıki yamaçlardan Akdeniz’e, ağırlığından sıyrılmış.

Yeniden, yenilmeden başlıyoruz kuşlara aşkı anlatmaya

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Baharı satmaya yeltenen miskçi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Baharı satmaya yeltenen miskçi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Baharı Satmaya Yeltenen Miskçi yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL