Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
MEDAMED Selçuk KORKMAZ
MEDAMED Selçuk KORKMAZ
VİP ÜYE

DEVŞİRMELER

Yorum

DEVŞİRMELER

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

981

Okunma

DEVŞİRMELER

Bu yazıyı Milliyetçilik adı altıdan ırkçılık yapanlara hitaben yazıyorum.!

Devşirme nedir?.

Devşirme sistemi Osmanlı İmparatorluğunun ele geçirdiği özellikle Rumeli ve Balkanlardaki Hristiyan veyahut farklı inançlara sahip topraklardan genç ve yetenekli çocukların toplanarak, sıkı bir eğitim altında üstün bir asker ve yönetici sınıfı oluşturma sistemidir
Örneğin Bulgar diyarından veya KIRIM’DAN erkek çocuklarını sekiz on yaşlarında köylerinden toplayarak yeni çeri ocaklarında asker olarak yetiştiren ve bu yeniçerileri yine Bulgar diyarına veya Kırım’a gönderip savaştıran sistemin adıdır Devşirmelik.!

Osmanlı devlet geleneğinde yüz yıllar boyu uygulanan Devşirme sistemi imparatorluğun genişlemesi ve gelişmesi konusunda çok etkili olmuştur.

Devşirme ruhu nedir ?

Devşirme tezgahlarından geçen insanlarda ait olduğu ırkı veya Milleti ret etmek ve devşirilen kimliğe biat etmek her ne şartta olursa olsun tabii olduğu erkin isteklerini yerine getirmek esasiyet içerir.
Devşirilmiş insanlar taabii olduğu kimliği sahiplenirken başka ırk ve Milletlere’de düşmanca tavırlar sergilerler;Kendi asli kimliklerini saklayarak bunu yaparlar(Asli kimlikleri kendileri için bir utanç kaynağı oluşturur.!)

Yeni Cumhuriyette Devşirmecilik:

Osmanlının son dönemlerinde ve yıkılma sebepleri arasında da sayabileceğimiz İttat teraki ve Jön Türkler gibi Avrupa’nın Milliyetçilik(ırkçılık) furyasından etkilenen sapkın fikirli gurupların yeni kurulan Cumhuriyet Türkiyesinde ki etkinlikleri ile beraber mevcut Kemalist iktidarı manüpüle edilerek Türklük üzerine kurulan devlet yapısı nı tek kimlik temelinde oluşturulması sağlanmıştır.

Not: İttat teraki ve Jön Türklerin birçok üyesi Tatarlardan ve Anadolu halklarından olmayan insanlardan oluşuyorlardı.

Osmanlının yıkık harabeleri üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti devleti kuruluş felsefesini Osmanlıyı red etmek üzerine kurmuş olsa bile devşirme geleneğini geliştirerek bilimsel temeller üzerine oturtarak adına asimilasyon politikaları denilen sistemi devreye sokarak sürdürmüştür.
Birinci dünya savaşı sonrası dağılan Osmanlı devletinin eski topraklarından Anadoluya bir göç furyası başlamıştır.
Göç yolu ile Anadolu’ya gelen Arnavutlar,Bulgarlar,Boşnaklar,Abazalar,Slavlar,Yunan göçmenleri,KIRIM TATARLARIIIII ,Çeçenler,Gürcüler vs… ve Anadolu’nun Yerleşik Halkları Kürtler,Ermeniler ve Rumlar
Yeni cumhuriyetin Asimilasyon politikalarına maruz kalmışlardır (Toplumsal Devşirmecilik)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN ONUNCU YILINA ÖZEL YAZILAN ONUNCU YIL MARŞINDA DA BELİRTİKLERİ GİBİ ON YILDA ON BEŞ MİLYON TÜRK YARATMIŞ OLDULAR.

Anadolu’ya dışarıdan getirilen göçmenleri devşirme politikaları ille bir kısmının Kemalist sisteme adaptasyonu sağlanırken bir kısmının da Türk Milliyetçiliği adı altında devşirilmesi sağlanmıştır; Türklük kimliğini bir Ulus temeline oturtmaya çalışmışlardır.

Ne var ki Yeni cumhuriyet Ümmetçi Osmanlıdan tek kimlikli bir yapıya evrilmeye çalıştıkça süre gelen yıllar içinde ortaya çıkan toplumsal sorunları baskı yöntemleri ile çözmeye çalışmıştır.

İslam yaşantısının güçlü olduğu illerde şeriatı savunanlar ile Kürt nüfusun yoğun olduğu doğu illerinde yerel halk ile yeni medeni kanunun uygulanması ve asimilasyon politikalarının sekteye uğramaması için yeni Cumhuriyet askerlerini ve kolluk kuvvetlerini kullanarak İstiklal mahkemelerini de devreye sokarak büyük bir iç savaşla otoritesini korumayı başarmıştır.

Türkiye’de devşirme sosyolojisi:
Türkiye Cumhuriyetinin yetiştirmiş olduğu devşirmeler yıllar içinde devletin stratejik noktalarına yerleşerek Cumhuriyet yönetiminde etkili olmuşlardır.

Türkiye Cumhuriyeti devleti kuruluş yıllarından bu güne toplumsal ,kültürel,sosyolojik ,ekonomik
Sorunlarla boğuşmakta ve bu sorunların özünde yatan gerçek sorunun tek kimlik politikasının olduğunu göz ardı etmektedir.

Günümüz Türkiye toplumunda aslı Devşirme olan İnsanlar ya Ulusalcıdır veya Milliyetçidirler.!
Devşirmeler in geneli Kürtleri,Rumları ve Ermenileri sevmezler çünkü adı geçen bu üç Millet devşirmeler gibi Göçmen kökenli değildirler;Anadolu topraklarının binlerce yıllık kadim Milletlerindendirler.

Aramızda aslı Devşirme veya göçmen olan bir çok insan vardır bu durumdan benim şahsen bir şikayetim yoktur ;İnsandır başımın üstünde her zaman yerleri vardır..

Kişi kendini ne olarak görüyorsa bizde öyle kabul ederiz.
Lakin bazı karektersiz Devşirme ruhuna sahip insanlar ANADOLU’DA büyük Türkiye toplumunu oluşturan Milletlere Dil uzatarak aklınca Milliyetçiliklerini ispatlama çabasındalar.

Bu basit karektersiz DEVŞİRME ruhuna sahip gönüllü köleler şunu iyi bilsinler ve anlasınlar.!!!

Bizler ANADOLU’NUN ve Mezopotamya’nın halkları olarak farklılıklarımızı bu ülkenin zenginliği olarak görüyoruz .
Farklılıklarımız bizleri insan yapan en güzel özelliklerin başında gelir.

Çin Kominist devrimini yapan Mao gibi tüm Çin halkına mavi elbise giydirmek gibi kimsenin bir derdi olmasın Ülkemizde.

Türkiye Halkları gök kuşağının renkleri gibidir bu renk mozayiğini bozmaya çalışan! insanları birbirlerine düşman etmek içi uğraşan kafatasçı ırkçı Faşist çizgide düşünenler şunu bilsinler

BİZLER BÜYÜK TÜRKİYE HALKLARI BİR ARADAYIZ FARKLILIKLARIMIZA RAĞMEN BERABERİZ !!!
IRKÇI FAŞİST ZİHNİYETLER BUNU BÖYLE BİLSİNLER.!!!

Yani işin özü DEVŞİRME RUHU VE ZİHNİYETİ ile Türkiye’de toplumsal barışı düşünmek bir hayalden öte değildir.!

HER ŞEYDEN ÖNCE İNSAN OLMAK GEREKMEZ’Mİ.!



Selçuk Korkmaz 05/11/2019

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Devşirmeler Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Devşirmeler yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DEVŞİRMELER yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Den(iz)
Den(iz), @den-iz
6.11.2019 09:19:24
Nefret ettiklerine benzemek bazen insanın en büyük cezası oluyor. Bu yazıyı bir Türk yazmış gibi okursanız bunu anlayabilirsiniz.

İçerikte bu üslubu kullanıldığında yazı hakkında yorum yapmamayı tercih ederim. Bu nedenle oldukça hatalı bilgiler verdiğiniz yazınızı içerik ve edebi açıdan değerlendirmemeyi seçiyorum.
MEDAMED Selçuk KORKMAZ
MEDAMED Selçuk KORKMAZ, @medamed-selcuk-korkmaz
5.11.2019 22:55:05
.

Selçuk KORKMAZ tarafından 11/5/2019 11:01:26 PM zamanında düzenlenmiştir.
DENIZZZ
DENIZZZ, @denizzz2
5.11.2019 22:43:10
10 puan verdi
Selcuk Bey, bu önemli yazınız için öncelikle çok çok teşekkür ediyorum....


Devşirme sisteminde, devşirilen çocuğun Müslüman olması gerekiyordu ve farklı dinlerden olan aileler çocuklarını devşirme sistemine kurban etmemek adına ülkeye sırtlarını çevirmislerdir. Ülkenin hem kültürel hem de militer anlamda zayıflamasına sebep olmuşlardır.

O dönemde yönetici kadronun çoğu devşirme olduğundan dolayı bazı kararlar Osmanlı Devleti’nin aleyhine alınabiliyordu ve devşirmelerin hainlikler görülebiliyordu.
Padişahların yada onların kız kardeşlerinin evlendikleri insanlar yabancı soylu olduğundan dolayı onların ırkından olan kişiler yüksek tutulabiliyor ya da bu kişilerin fikirleri padişahın kararlarını olumsuz etkileyebiliyordu.

Osmanlı Hanedanında 36 padişahının 35 tanesi Türk kökenli olmayan kadınlarla evlenmişti ve bu hanedanın kararlarında kayırmalara yol açıyor ve Türk Soyunun azalmasına sebep oluyordu.

Vezir-i Azamlar gibi büyük mevkilere devşirme sistemiyle insan getirildiği ve bu insanlar yabancı kökenli olduğu için Türk Beylerinin nüfusu azalmıştır. Bu nedenle Türk Beyleri padişaha sırt çevirmişlerdir.
Halkın üzerindeki yönetici kadronun çoğunun farklı kökenlerden ve ırklardan olması üzerine hem padişah hem de halk birbirine yabancılaşmıştır.

İnsan unsurunun bulunduğu her alanda suistimallerin olduğu gibi bu alanda da olmuştur. Devşirme sisteminin bozulması, Yeniçeri Ocağı, Kapıkulu Ocağı dolayısıyla Osmanlı askeri teşkilatının çökmesine neden olmuştur.

Otorite tamamen saray bürokrasisine egemen olan devşirmelerin eline geçmiştir. Vezirlik de, II. Bayezid zamanında bir fermanla yalnızca saraylı devşirmelere özgü kılınmıştır.
Devşirmelere verilen bütün bu haklardan rahatsız olan halkın Osmanlı Devleti’ne olan güveni azalmıştır.

Devşirme sistemi, Osmanlı İmparatorluğu’nun ele geçirdiği özellikle Rumeli ve Balkanlardaki Hristiyan yada farklı inançlara sahip topraklardan genç ve yetenekli çocukların toplanarak, sıkı bir eğitim altında üstün bir asker ve yönetici sınıfı oluşturma sistemidir. Devşirme sistemi sözlüklerde böyle yerini almıştır.

Öncelikle Osmanlı Devleti’nin ırksal ve etnik kökenlerine bakıldığında ırk kaynaşmalarının ve devşirme sisteminin Osmanlı Devleti’ne herhangi bir zararının olmadığı açık bir şekilde görülür. Osmanlı Devleti’nde Osman Bey haricinde tüm padişahların Türk kökenli olmayan bir kadınla evlendiği bilinmektedir. Devşirme sistemi ile yetişmiş sadrazamlarının (başvezirlerinin) olduğu da bilinmektedir. Osmanlı Devleti’nin hem çöküş hem de yükseliş döneminde olmaları onların bu konu üzerinde herhangi bir etkisi olmadığını gösterir niteliktedir.

Devlet dairelerinde ve cezai hükümlerde devşirme sistemi yüzünden ortaya çıkan ırksal ve dinsel kayırmalarla ilişkili iddia ise mantıksal bir sorgulama ile rahatça çürütülebilir. Eğer devşirme sistemi bu kayırmalara neden olsaydı, devşirme sistemini ortadan kaldırdığımızda bunun tamamen durması beklenirdi. Halkın üzerindeki yönetici kadronun çoğunun farklı kökenlerden ve ırklardan olması üzerine hem padişah hem de halk birbirine yabancılaşmıştır.

Sonuç olarak, devşirme sistemi Osmanlı Devleti’ne ırksal ve etnik yönden sorun sağlamamış gibi görünse de günümüzde malesef ki bu böyle değildir. Sorunların kaynağı genellikle ırk kaynaklı olarak karşımıza çıkmaktadır. Irkçılık psikolojik bir hastalıktır.

Demem o ki; bu ülke Türküyle, Kürtüyle, Yunanıyla, Arabıyla hepimizin.

Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik fakat yeryüzü cennetinde kardeşçe yaşamayı maalesef öğrenemedik....

Saygı ve sevgilerimle....
mirim
mirim, @mirim
5.11.2019 21:51:50
Muhtemelen vereceğin cevaba, PKK bir terör örgütüdür, batıya maşalık yapan, Türkiye’yi bölmeye çalışan taşerondur. Diyerek başladığını duymak istiyorum.

Gelelim şu devşirme meselesine. “Osmanlı İmparatorluğunun ele geçirdiği özellikle Rumeli ve Balkanlardaki Hristiyan veyahut farklı inançlara sahip topraklardan genç ve yetenekli çocukların toplanarak, sıkı bir eğitim altında üstün bir asker ve yönetici sınıfı oluşturma sistemidir” Demişsin. Batıdan ne topluyorsun ? Elma armut mu ? Bu çocukların aileleri gönüllü mü teslim ediyor yoksa zorla ellerinden mi alınıyorlardı ? 8-10 yaşında, aklı eren bir çocuk ailesinden kopartılıyor, dinini değiştiriyor ve bunda hiçbir sakınca görmeden kendini Osmanlıya mı adıyordu ? Hem yetenekli olduklarını nasıl keşfediyorlardı ? Kavun gibi kıçını koklayarak mı ? ÖSS sınavı gibi sınav yaparak mı ? Ayrıca Anadoludaki Türk çocuklarının suyu mu çıkmıştı da Osmanlı hayatı boyunca yönetici olarak saraya bir tane Türk sokmadı ?
Evet yeniçerilerin alayı devşirmeydi. İçlerinde bir tane bile Türk yada Kürt yoktu. Ve yeniçerilerin asli görevi bugünkü Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına denkti. Yani sarayı korumaktı. Bir de yeni seçilen devşirme sadrazamların, atanmaları sırasında dağıttıkları rüşvetlerden oluşan kaybını telafi edebilmek için yetkileri dahilinde varoşlara hapsedilmiş, ayak işleri yapmaya mahkum edilmiş Türklere uyguladıkları vergi nedeniyle ayaklanmalarını bastırmak, gerekirse ev ev dolaşıp karşı gelenleri öldürmekti. Bir de savaşta ganimeti ilk paylaşan güruh olmaları diğer özellikleriydi.

Bir de şu Türkiyelilik kavramına taktım. Bugün din istismarcılarının ve PKK lıların ortak jargonunun bir ürünü olan Türkiyelilik kavramı Türkiye’yi minik parçalara bölmek için bu ayak takımına aşıladıkları öğretilerdir. Batının işine geldiğinde kullandığı ve asla kendilerinin uygulamadığı medeniyet, çağdaşlık ve hümanizm gibi romantik kavramlara sığınarak bu ülkenin asli unsuru ve sahibi olan Türkler saldırılmasına gösterilen tepkinin adı da faşizm, ırkçılık ve kafatasçılık oldu.

Bugün doğudan gelen bir kürt, batıda istediği okula girebilme, istediği işte çalışabilme ve bürokrasi ve siyasi alanda çıkabildiği kadar zirveye çıkma hakkına sahipken, doğuya giden Türkler ev dahi verilmemekte ve sırf Türk olduğu için ne zaman öldürüleceğim diye eli yüreğinde yaşamaktadır. Bir faşist varsa her fırsatta kürt ırkçılığı ve Türk düşmanlığı yapan kitledir.

Bugün, senin gibilere ve ümmetçilik adı altında Türk düşmanlığı yapanlara en çok batan şeyin ve en büyük Atatürk düşmanlığının temelinde yatan nedenin, Atatürk’ün Osmanlı’da ezilmiş, aşağılanmış, gayrimüslümlerin uşaklığına layık görülmüş Türklerin adını verdiği bir Cumhuriyet kurması olduğunu gayet iyi biliyoruz. PKK’lılarla ümmetçi geçinen Arap kırmalarına en çok batan TC düşmanlığının nedeni de budur.
Şimdi söyleyeceklerim size basmakalıp ve sıradan milliyetçi ağzı gibi gelebilir ama tamamen gerçektir.

Türk milleti tarih boyunca bağımsızlık mücadelesi vermiş, yıkıldığında Anka Kuşu gibi küllerinden doğmuş ve 16 bağımsız devlet kurmuştur. Hiçbir zaman hiçbir milletin boyunduruğu altına girmemiştir. Henüz tapu kadastronun geçmediği, herkesin kazık çaktığı yeri yurt edindiği zamanlarda bileğinin hakkıyla edindiği toprakları, eskiden beri biz burada yaşıyorduk diye yırtınan, varlıkları boyunca başkalarının marabası olarak yaşayan, bir tane dahi devlet kuramayanlarla, batının emperyalist güçlerine maşalık yaparak toprak ve vatan sahibi olmayı amaçlayanlara altın tepside sunacağımızı sananlar avuçlarını yalarlar.

Burası Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Beğenmeyene kapı orada…

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL