Hüzün mü mutluluk mu hangisi insanı daha çok etkiler diye sorsam herhalde bir çoğumuz hüzün kelimesini söylerdik; ben olsam bende hüzün derdim.

Peki niye hüzün? Çünkü hüzünde üzüntü vardır, gözyaşı vardır, bazen kalp kırıklığı, bazen çaresizlik vardır, bazen sessizlik vardır, ve en önemlisi gönülden bir yakarış vardır.

Nuri Pakdil’in de dediği gibi; Hüzün hissedilmesi kolay olmayan, çok narin ince bir sestir.

Hüzün bir bakıma bizlerin Allah’a daha çok yaklaşmasına sebep olan bir olgudur ve aslında bizlere Allah’tan başka kimsemizin olmadığını da gösterir. Sıkıntılar gelip geçicidir aynı mutluluklar gibi ama hüzünlerimiz Allah’ı daha çok anmamıza da vesile olur.

Ebu Ali Dekkak ta bu konuda şöyle demiştir;

Hüzün sahibi bir kimse, hüzünlü olmayanların senelerce kat edemedikleri Allah’a giden yakınlık yolunu, bir ayda kat ederler.

Peygamberimiz S.A.V’ de şöyle buyurmuştur;

El hüznü Refik-i yani hüzün benim arkadaşımdır yoldaşımdir; hüzün gül kokulu sultanın yoldaşı ise bizde Allah’tan gelen hüzünlerimize yoldaşımızdır deyip gidermesi için dua ile ona sığınmalı ve bizim için bir çıkış yolu bahşedeceğine tüm kalbimizle inanmalıyız.

Allah Tevbe suresinin 40.ayetinde şöyle buyurmaktadır;

Lâ tahzen innaAllâhe meanâ feenzela Allâhu sekînetehu ‘aleyhi veeyyedehu

İki kişi saklandıkları mağaradayken elçi, arkadaşına “Üzülme” dedi, “Allah bizimle beraberdir.” Ve derken Allah, ona katından bir sükûnet ve bir güven duygusu bahşetti. O’nu sizin göremeyeceğiniz ordularla destekledi.

Son sözü yine bir ayet ve bir dua ile bitirelim inşaAllah;

Cenab-ı Hak Kuranı Hakim’in de şöyle buyurmaktadır;

Ve cennet ehli şöyle derler; Hamdolsun Allah’a ki bizden hüznü giderdi; gerçekten Rabbim çok bağışlayan ve şükrün karşılığını bolca verendir.

Dünya sıkıntıları gelip geçicidir Allah bizleri Ahiret sıkıntılarından muhafaza eylesin ve Rızay-ı İlahiye kavuşanlardan olup bizleri Cennetiyle, Cemaliyle sevinenlerden eylesin.

Amin...