Yorgun bedeni ile indirdiği kepenge asma anahtarı takarken gün alıp başını gideli çok olmuştu.

Sokak lambalarının aydınlattığı yollarda ilerlerken bir yıl önce kaybettiği eşinin acısını hala yüreğinde taşıyordu.

Aklından mazisini kare kare geçirirken bir yandan da öksüz kalmış iki yaşındaki küçük kızına bir oyuncak almak için çevresindeki dükkanların camekanlarına bakınıyordu.

Birden köşe başındaki çöp bidonunun yanında yerde güzel bir kadın çantası ilişti gözüne
Yaklaşıp aldı yerde duran çantayı.
Biraz inceledikten sonra kızım bu çantayla oynar diye içinden geçirdi ve çantayla beraber evine doğru yürümeye devam etti.

Eve vardığında vakit geç olmuştu küçük kızı uyumuştu ablasının kollarında

Çantayı evin bir köşesine bıraktıktan sonra büyük kızı sofrayı hazırlarken o da abdest alıp yatsı namazını kılmak için çeşmenin başına oturmuştu.

Kılınan namazın ve yenilen yemeğin ardından yere serilmiş yatağında yerini almıştı Muhammed amca

Ettiği son duanın ardından günün yorgunluğu ile uykuya dalan Muhammed amca gece saat iki sularında gördüğü rüyanın etkisi ile uyandı uykusundan.

Yer yatağının üstünde oturup gördüğü rüyayı anlamaya çalışıyordu.

Sonra yerinden kalkarak üstünü giyip yerde bulduğu kadın çantasını alıp içini açtı
Bir kaç deste para altın bilezikler birde tapu vardı çantanın içinde

Rüyasında yıllar önce kaybettiği babası Muhammed amcaya daha önce hiç görmediği bir evi göstererek çantayı bu eve götürmesini istemişti ondan.

Kadın çantası ile gecenin karanlığında rüyasında kendisine tarif edilen sokaklardan geçerek işaret edilen evin kapısına varmıştı.

Evin içinden kadın çığlıkları geliyordu!
Adamın biri bağırarak hakaretler ediyor sonra tokat sesleri ardından kadın çığlıkları gecenin sessizliğini bozuyordu.

Muhammed amca kapıyı çaldı

Açılan kapının ardında gözlerinden ateş fışkıran bir adam

Adam: Ne var !!!

Diye bağırarak Muhammed amcanın yüzüne öfkeyle bakıyordu.

Muhammed amca: Selamünaleyküm dedi

Adam:Ne istiyorsun?

Muhammed amca: Selavat getir ve sakin ol dedi

Kapının arasından evin avlusu görünüyordu yerde yarı çıplak bir kadın yediği dayağın etkisiyle sersemlemiş bir şekilde oturmuş ağlıyordu.

Muhammed amca: Şu kadının üstüne bir şeyler giydir size söyleyeceklerim var

Adam bir an donup kaldı gecenin bu saatinde kim bu diye aklından geçirdi
Sonra kadına dönüp

Adam: Gir içeri diye bağırdı

Kadın mecalsiz bir şekilde yerinden kalkıp içeriye girdi

Muhammed amca adamın davet etmesini beklemedin kapıdan içeri girdi
Elindeki çantayı adama uzatarak

Muhammed amca: Buyrun bu emanet sizin

Adam ona uzatılan çantayı görünce gözleri fal taşı gibi açıldı

ADAM: Bu.. bu.. karımın kayıp çantası

Dedikten sonra ona uzatılan çantayı aldı ve hemen içine baktı emanetlerin yerinde olduğunu görünce gözlerinde sevinç yüzünde tebessüm ve şaşkınlıkla Muhammed amcaya

Adam: Nereden buldun bu çantayı? sen kimsin ? Nasıl buldun bizi?

Diye ard arda sorular sormaya başladı.

Muhammed amca: Emanetlerinize iyi bakın var mı bir eksiğiniz?

Adam:Yok hepsi tamam

Muhammed amca çantayı bulup onlara nasıl ulaştırdığını anlattı

Adam:Amca ben emekli oldum aldığım ikramiye ve eşimin altınlarını hepsini bu çantaya
koyduk ve kendimize bir ev almak için tapuya gittik evrak eksikliğinden işimiz yarım kaldı eve dönerken karım çantayı kaybetmiş

Muhammed amca adamı sükut ile dinledikten sonra

Muhammed amca: Bak kardeşim Malin emeğin helalmiş zayi olanı ALLAH sana ulaştırdı
Artık hüzün yok üzülme !Allah c c emekleri zayi etmez.

Muhammed amca biraz konuşup nasihat ettikten sonra izin isteyip kalkar
Vakit sabah namazıdır evine doğru yürürken ona verilen bu vazifeyi yerine getirmenin huzuru ile dudaklarından şu sözler dökülür ya İlahi Hamd ve Şükür yalnız sanadır.

Helal kazancın hesabı vardır;! Haram kazancın azabı vardır !


Şeyh El Kadri Muhammed VARŞILLI nın hatıratından





Selçuk KORKMAZ 26/09/2019