6
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1505
Okunma
Sevgili Edebiyat Defteri üyeleri
Ölmek için 13 sebep; Son zamanlarda gençler arasında popüler olan bir dizi. Katherine Langford, Jay Asher’ın çok satan romanından uyarlanan bu dizideki rolüyle Altın Küre’ye aday gösterildi.
Dizinin konusu Lise öğrencisi Hannah Baker, okul ve arkadaş çevresinde yaşamış olduğu bazı problemler nedeniyle katlanamayacağı bir yükün altında kaldığını hissediyor ve intihar ediyor. İntihar etmeden önce de kendini hayattan kopartan sebepleri-olayları kendi sesiyle kasetlere doldurup, ölümünden sonra kasetlerde bahsi geçen kişilere ulaşması için bir plan yapıyor. Ölümünden sonra kasetler planı doğrultusunda sırayla dönüp dolaşıyor ve sıra Clay Jensen’ a geldiğinde işler değişiyor. Çünkü Clay kasetlerde yer almasını gerektirecek herhangi bir kötülük yapmamış Hannah’ ya. Ayrıca kendisi Hannah’ ya aşık. Kitapta da dizide de Clay’ in kasetleri dinlemesiyle iç içe geçen olaylar silsilesini okuyor/izliyoruz.
Diziyi izlediğinizde Hannah’ nın intihar sebebi olarak gösterdiği şeyleri ciddi bulmadığınızı, kızın şımarıklığının kurbanı olduğunu düşünebilirsiniz ancak bunun çok sığ bir bakış açısı olduğu kanaatindeyim. İnsanlara hangi olayların, hangi yaşanmışlıkların yük olacağını, neyin o kişiyi ne kadar etkileyeceğini kimse bilemez. Size sıradan basit bir olay olarak görünen bir olay, bir başkasının psikolojik açıdan kaldıramayacağı bir şey olabilir.
Bu konu ile ilgili neden bu kadar ilgilendiğimi merak ediyorsanız eğer, çok yakın bir zamanda genç bir insanın intihar olayı bizi derinden sarstı. Söz konusu genç etrafında bulunan herkese bu filmi öneriyormuş. İnternette netfiliks’de yayınlanan bu kadar tanınmış, reytinğ oranı çok yüksek bu dizi ölmek için 13 neden yerine; yaşamak için 13 neden olarak hazırlanabilirdi. Çünkü insanlarda ölüm kelimesinin bile intihar meylini arttırdığını düşünüyorum. Hani eskiden TRT de sansür vardı. Sosyal içerikli ve insan psikolojisini bozan yada toplum ahlakını bozan şeyleri yayınlamazlardı.
İnsanlar yaşamak için onca zorluklar içinde boğuşurken birileri bir oyun çıkartıyor çocuklarımız oyun sonunda intihar ediyor, bir dizi çıkartıyor çocuklarımız bu dizi sonunda intihar ediyor. İNANILIR GİBİ DEĞİL.
Belki bu dizi söz konusu gencin intiharında çok küçük bir etken ancak o diziyi ben de seyrettim Dizide ilerleyen bölümlerde Hannah’ın yaşadıklarını gördükçe bu kadar da olmaz diyorsunuz. Çağımızın hastalığı iletişimsizlik ve bozuk insan psikolojisi içindeki lise öğrenci ve arkadaşlarının Hannahı sorumsuzca ezdiği ve aynı kişilerin yaptığı entrikalar ile Hannah’ı toplum dışına ve yalnızlığa nasıl itelediklerini, acımasızca nasıl eleştirdiklerini, Hannahın çaresizliklerini izliyorsun.
Yapılan araştırmalar da intihar olaylarının haber yapılmasında dahi istatistiki olarak yeni intiharların artış gösterdiği görülmüş.
Ben dahi bir anne olarak çağımızın mikrobu internet aracılığı ile çocuklarımızın ele geçiririlmelerine engel olamıyorum. Ne yazık ki çok küçük yaşlardaki çocukların ta beyninin içine kadar girebilecekleri yayınlar, diziler ve oyunlar var.
Biz nereye gidiyoruz diye düşünmeden edemiyorum. Dizideki bir sanatçı altın küre alacak kadar uluslar arası bir başarı sağlamış. Ancak dizinin genç insanlar üzerindeki ve hatta insanlar üzerindeki etkileri araştırılmamış. Diziyi izlerken bu durum her an bizim de başımıza gelebilir hissine kapılıyorsunuz.
Hani teknoloji artık insanları ele geçirmeye başladı da sonumuz gerçekten bu kadar yakın mı? Hani Yapay zeka insanoğlunu ele geçirecek derken çocuklarımızı çok önceden mi ele geçiriyor? Biliyorum bunlar size benim paranoyalarım gibi görünebilir. Lakin kimse zarar görmesin. Kimse izlediği bir diziden etkilenerek yada bir oyundan etkilenerek intihar etmesin.
Ne olur o masum çocuklara hep birlikte sahip çıkalım.
Fatma ORAL