2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1039
Okunma
Bayburt Sanat Enstitüsüne , fırın işçilerinin kullanması amacı ile yapılan
henüz faaliyete geçmeyen fırının odasında kalarak devam ediyorum.
Odamın dışarıya açılan çıkış kapısı ve bitişik bir penceresi , içeriyi aydınlatan
tavanda lambası var.
Su ve tuvaleti yok.
Ortada yuvarlak sac soba , duvara yığılı 150 kg odun , dürülü bir yün yatak bir yastık
ve bir yün yorganım var.
Yemeğimi kotalı olarak , çarşıda babamın gösterdiği lokantada yiyorum.
Lokantacının oğlu Fuat , okulda sınıf arkadaşım.
Okuldan çıktıktan sonra babasına lokantada servis yaparak yardım ediyor.
Vatandaş az para ile karnını doyurmanın peşinde.
Bir porsiyon çorba ve bir porsiyon pilav ve yanında ekmek yeterli.
Çorba yendikten sonra garson arkadaş soruyor;
-Başka emriniz var mı?
-Pilav getirir misin.
Arkadaşım bağırıyor;
-Ver bir pilav , komposto.
Pilav ile komposto masaya gelince çoğu vatandaş utancından ;
-Ben komposto istemedim diyemediği için onu da yiyip parasını ödüyor.
Cebinde çok az parası olan , yada daha uyanık olanlar;
Kardeşim komposto istemiyorum deyince uzaktan bağırıyor;
-Resto komposto...