Geldiği yolu unutup varacağı menzilini şaşıranlara, dikeni bahane edip gülü kimsesizliğe atanlara, gönlü zemherideyken dili baharda kalanlara, huzur bir adım ötedeyken uçsuz bucaksız deryalardan huzursuzluğu davet edenlere, bir damla şefkati kalplere çok görüp hayatı ve dünyayı sahralara çevirenlere, zulümleri aşikar görüp âmâ rolüne bürünenlere, sevgileri har vurup harman savuranlara , cebi dolu gözü aç zavallılara, haramzadelere, mirasyedilere, aslını inkar etmiş soysuzlara, erkeğe özenen kadına ve kadına özenen erkeğe, susacağı yerde konuşup konuşacağı yerde susanlara, sahip olduğu güzelliklerin farkında olamayanlara, şükretmeyenlere, bilmediğinin dahi farkında olamayan cahillere , hayırsıza, vurdumduymaza, vefasıza inat , masmavi umudunu kaybetmeyenlere selâm olsun.



Selâm size ey mazlumlar, biçareler, mutsuzlar !
Onurunu ve alın terini dünyalık hiçbir şeye feda etmeyen babaya, kâinatı sallamak için beşik sallayan annelere, haddini ve hakkını bilerek yol alanlara, çalışanların terleri kurumadan onlara hakkını verenlere, vicdanını cüzdanına esir etmeyenlere, açın-fakirin-yetimin-kimsesizin hâline ağlayanlara , çaresiz olduğu halde acınmadan Halepçe’de, Enfal’de, Keşmir’de, Bosna’da , Arakan’da, Filistin’de , Gazze’de katledilen canlara, dik duruşun sembolü Said Nursiler’e , Kazım Karabekirler’e , Şeyh Saidler’e , Âkifler’e, Seyid Rızalar’a , insanca yaşamayı insana çok görmeyenlere, halkının meşru menfaatini kendi menfaatine tercih edebilenlere, öfkesini yutabilenlere, sabredip tevekkülü elden bırakmayanlara, Hakk’ın hatırını kırmayanlara…
Selâmın en güzeli üzerinize olsun …