Özellikle 80 öncesinde köylü nüfusun %60-70’ler de olduğu dönemlerde, köyde ne üretirsen üret, devletin satın aldığı ya da teşviklerle desteklendiği dönemlerde, sağ siyaseti %70/30 bantında konsülide etmek için siyaseti yönlendirme, kanalize etme ve belirleme aygıtı devlet kesesiydi. Üretim ilişkilerinde, endüstriyel ilişkilerin, sanayi ve turizm gibi çeşitlilikler, üretim ve hizmet sekterünün ekonomide ve de akçeli işlerde daha belirleyici hale gelmesiyle, "devlet"in, görecelide olsa kerhen kentlileşmiş sağ profilde makbul ve muteber vatandaş ihitiyacı oluşturma, konsülide etme aygıtları, olması gereken sınıf kimliği yerine, etnik ve dinsel zemine oturtuldu.
Hal böyle olup, bugüne gelirsek; Hertürlü kirli oyuna, tertibe ve Kürtlerin kriminalize edilerek, ayrı bir bölge partisi oluşturarak, %7-8 lik bir bantta izole edilmiş halde tutma gayretlerine rağmen;Hdp’nin, ötekileştirilmiş Kürtler ile sosyalist solda çeşitli fraksiyonlardaki partiler ile ittifak yaparak, batıdaki aydın ve demokrat profildeki seçmenleri kucaklayarak anamuhalefet role bürünmesi, sistemi, haliyle devleti ürküttü. Hiçbir dış tehdit algısı olmamasına rağmen;Devletin Ulusalcı, milliyetçi, sağcı, islamcı profildeki siyasi enstrümanları da devlet partisi çatısı altında vinziplendi, tek partiye indirgendi.
Bu seyir, emperyalizmin ortadoğu ve bölgedeki paylaşım savaşları ve uzun emelleri için eşşeği sağlam kazığa bağlamak adına, oluşturduğu "terörün finansmanını yok etme" gayretleri ve manevralarının sürmesiyle daha da hız kazandı.
Bu durum, varolan sağ siyaseti konsülide etme politikalarına hizmet ederek, yükseliş yönünde de ivme kazandırdı.
Hal böyle olunca; ülkemizde, uzun vadede ABD’deki ve İngiltere İşçi partisi gibi, iki partili devlet partisi ve muhalefeti ile torba partiler şeklini alacak.