Karanlık hemde çok karanlık...
Gözlerim bağlı, gözlerimin bağlı olduğu halde bir de siyah bez var başımda, ellerim de bağlı, ellerim bağlı olmasa ilk olarak siyah bezi, gözlerimin önünde bağlı olan gözlüğü çıkaracağım ama yapamıyorum abla... Başımdaki beze siyah dedim ama bilmiyorum rengini ve göremiyorum.
Hissettim bir an... Karanlık, küçücük bir oda, hoş ya oda denir mi onu da bilmiyorum, her yer nemli, küflenmiş, içerisine belki bir parça ekmek kırıntısı bulabilirim umudu ile giren ve oracıkta kötü kokudan, havasızlıktan ölmüş küçük hayvanlar... Oturacak bir tahta parçası, su içmek için musluk, gözyaşını tertemiz bir şekilde dökebileceğin temiz bir yer dahi yok...
Ellerim serbest, gözlerim açık, başımda siyah bez de yok ama her yer hala karanlık abla.
Seni düşünüyorum, seni özlüyorum, sana bakıyorum, seni düşlüyorum... Güneş doğuyordu sanki, bedenimi hafif bir titreme sardı, yine karanlıktı ve yine siyahtı herşey, her yer... Bütün kıyafetlerimi almışlar, namaz dahi kılamayacaktım, abdest alamadım, kıldım ama utandım Yaradan’dan...
Bir ses duydum abla, her yer karanlıktı ama bir ses duydum içimi titreten ve her bir yanı aydınlatan. Abla bu duyduğum sesin bana mırıldandığı kelimeler, bana seni hatırlattı, ses başka, nükte başka, güfte başkaydı da içimi titreten kelimeler aynıydı be abla. Okunurken kelimeler, aklıma beni ne kadar güzel sevdiğin geldi birden, hani ellerinle yüzümü okşayıp alnımdan öpüyordun, saçlarımı okşayıp, sakalıma ellerini sürüyordun, hatırladın mı abla?...
Seni düşünüyorum karanlıkta, aklıma geldin dünyam aydınlandı, sesin kulaklarımda ve ellerin yanaklarımda... Beni sevip okşarken ellerinin dalga dalga ettiği saçlarım yok şimdi abla, o özenerek dökülmesin dediğin saçlarımı kazıdılar, jilet ile kafamdan saçımla birlikte kökünden kazıdılar abla. Yeni yeni büyüyen sakalım mı?
Onu da yaktılar abla...
Yakıp da yanık yanık kazıdılar, elleri ile...
Sakın annem, babam duymasın abla, onlara iyi bak, ilaçlarını sakın ihmal etme ver içsinler, Babama da söyle sigarayı artırdı, azaltsın, beni düşünmesinler, kötü deme, iyiymiş, yiyormuş, içiyormuş, gülüyormuş de abla.
Su diye gözlerinden akan yaşı avuçlarına biriktirip içiyormuş deme abla......
Halakaçayır