Beni bilenler bilir. Bilenler nasıl kalem tuttuğumu da bilir.

Yakuphan Kılınç’ı okuyanlar Yakuphan Kılınç’la uğraşanların olduğunu da bilir. Bu güne kadar hayatım da çok şerefsiz gördüm. Ama son iki üç yıl içinde gördüğüm şerefsiz kadar da şerefsiz görmedim. Bu son iki üç yıl içinde çok şerefsiz gördüm. Bunlar öyle böyle şerefsiz değil. Bunlar en kaliteli şerefsizlerden.

Hani Allah’ın huzurundan kovduğu şeytan varya işte bu şerefsizlerin başını o şeytan tutuyor. Allah’ın huzurundan kovduğu şeytana gelince. Öbür tarafta görevden ayrılma durumları nasıl bilmiyorum. Eğer istifa falan yazılıyorsa Allah’ın yarattığı şeytan istifasını yazıp görevden ayrılmıştır. Yada görevinden sözlü olarak ayrılmıştır. Allah’a senin bu bazı kulların zaten şeytan olmuş bana yapacak iş kalmadı demiştir.

Hal böyle olunca benim peygamberlere olan inancım da azaldı. Allah’a inancım tam. Onun varlığına dair işaretler var. Mesela bizi yarattı. Gökyüzü var. Güneş doğduruyor ay doğduruyor. Kışın yağmur dolu kar yağdırıyor. Bazı ölenler toprak altında çürümüyor. Bu çürümeyen ölülerin yattığı yerden yol geçemiyor. Giren kepçeler dozerler bu bölgelerde bozuluyor. Velhasılkelam bunların hepsi Allah’ın varlığına işarettir. Ama peygamberlere dair bir işaret yok. Peygamberlere dair şüphelerim var. Ben peygamberim diye insanları kandırmış olabilirler. Dünya da ne oyunlar dönüyor. Bunların olması olabilmesi gayet mantıklıdır.

Şu anda yazıyı nasıl sonuca bağlayacağımı düşünüyorum. Hah buldum. Benim sosyal medyada benimle uğraşanlara nasıl söküp saydığımı biliyorsunuz. Kendilerine sövdürmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Şu anda benim ev dinleniyor. Nasıl dinliyorlar bilmiyorum. Ya içerden yada dışardan dinliyorlar. Bugün evin içinde türkü dinliyordum. Ben türküyü açtım birisi de konuşarak balkonuna çıktı. Daha yazacak şey çokta başka bir yazıya kalsın. Bunlarda şeref yok.

Onüç aralık ikibinonbeş

Yakuphan Kılınç