Bir milletin, birçok yürütücü kuvveti vardır. Yürütücü kuvvet, ekonomide, eğitimde, sanayide ve bahsi geçen milletin kültüründe büyük etkilere sahiptir. Yürütücü kuvvetin en etkili olması gereken alan eğitimdir. Bir millet, eğitimiyle orantılı olarak gelişir. Eğitiminde problem olan milletlerin, ekonomide de sanayide de başarılı olması mümkün değildir. Güçlü bir milleti, bina olarak düşünecek olursak, bu binanın temeli eğitimdir.
Başarılı bir eğitim, eğitimin milliliğine bağlıdır. Dünyanın işçi gücünü karşılayan Afrika ülkelerine bakacak olursak, sömürüldükleri ülkelerin baskılarıyla aldıkları eğitim, onların geride kalıp kullanılmalarına sebep olmuştur. Halbuki milli eğitim kavramını oluşturabilseler, jeopolitik konumlarını da dikkate aldığımızda çok güçlü ülkeler olabilmeleri söz konusudur.
Her ne kadar bağımsız bir ülke de olsak eğitimimizin yeteri kadar milli olmadığını, yaşadığımız ekonomik ve toplumsal problemler bize göstermektedir. Türk Dili, Türk Tarihi gibi derslerin, talebeler tarafından gereksiz görülmesi, bu duruma bir başka örnektir. Eğitimin, sadece bilimsel olmaması gerektiğini söyleyen eğitimcilerin dikkat çekmeye çalıştıkları konu da budur. Öğrenci, alanı dışındaki bu tür dersleri gereksiz görmektedir ve bu derslere gereken önemi vermemektedir.
Matematik alanında başarılı olan bir öğrencinin, Tarih dersinde üstün bir başarı göstermesi beklenemez. Ancak bu, Tarih dersinden nefret etmesini de gerektirmez. Ancak milli eğitim bilincinin oluşmaması sebebiyle öğrenci bu dersten nefret etme seviyesine gelecek kadar tarihinden uzak yetişmektedir.
Sadece Türk Dili ve Türk Tarih derslerinden örnekler vermek de uygun değildir. Yabancı dile değinecek olursak, bu dersin günümüzdeki önemi yadsınamayacak bir seviyededir. Şu an okuduğunuz yazımda, yabancı dillerin, ana dilimizdeki etkisini de hissedebilmek mümkündür. Ancak yabacı dilin önemini, onu benimseyerek kavramak doğru değildir. Bu durum, yeterince milli olmayan eğitimimizin, daha da yozlaşmasına yol açmaktadır.
İlkokul düzeyindeki öğrencilerimizin bile, yabancı dil eğitimi aldığını da göz önüne alırsak, durumun ne kadar vahim olduğu ortaya çıkmaktadır. Eğitimimiz, biri ya da birileri tarafından, milli çizgiden uzaklaştırılmaktadır.
Kısa vadede, bu durumun büyük sonuçları görülmeyebilir. Ancak, uzun vadede, hayatın her alanında bunun zararını, milletçe çekeceğimiz malumdur.
Yetkili mercilerin yanında, milletçe, milli eğitim davası gütmemiz gereken bir zamanda olduğumuz bilinmelidir. Bir millet, en kolay, eğitimiyle yıkılır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, eğitimiyle ciddi bir savaş verilmektedir. Gençlerimiz, birtakım yöntemlerle milli çizgiden uzaklaştırılmaktadır. Düşmanımız uzaklarda değil, çocuklarımıza eğitim verilen kitapların basıldığı yayınevlerindedir.
Milli bir uyanış gerçekleştirmek için, eğitime gereken önem verilmelidir. Gereken çalışmalar, milli eğitim oluşturulması yolunda olmalıdır. Milletimizin temeli olan eğitim, ciddi bir şekilde kerpiçleştirilmektedir. Unutulmamalıdır ki, kerpiç temeller üzerine, çelik binalar kurulmaz!
Burak AZTEKİN
26.11.2018