2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
699
Okunma
Bu yazı öncelikle Sermestsel/Sermestçe bir eleştiridir. İşin bencesidir. Toplumda insanlar o kadar kalıplara sığınıyor ve o kadar yalnızlaşma hevesindeler ki, çoğu kimseler görmüyor ne denli bir kayıp verildiğinin. Herkes kendi çıkarı amacı ve uğru peşinde. Diğerini soran, diğerine koşan yok. "Sencil" bir davranış sanırım günümüzün en hisli hikayesi. Benim sözüm/söylemim bunadır. Bu bir eleştiriden ziyade, bir isyandır.
Hata yapmak insan işidir.
İnsanlar kalıplarını o kadar kendi üzerlerine kuruyor ki, özür dilemenin lütuf olduğunu,
Sevmenin Tanrı hükmü olduğunu sanan insanlar var.
Hata yapmak mı? Bu en büyük kahır.
Okunulan görülen şeylerden ders alan insan, okumuyor ve görmüyor.
Çoğu kişi “Sevme, acı çekersin.” Veya “Kapılma, kahrolursun” tarzı şeyler söylüyor.
Tecrübesi olmayan kişi ise bunu kendine iş edinip, duvarlarını, kişiliğini bunun üzerine kuruyor.
Yahu sev. Kapıl. Bunların sonucunda kimse ölmüyor. Ama oyalama, Tüketme ruhunu karşındakinin.
Özür dile, hata yap, yenil, risk al, kasıtlı olarak kaybet.
Ama harcama ruhunun duygusunu. Makinalaştırma kendini.