birkaç yıl önce idi tanıdığım dost bildiğim katar emiri Nasır el-Halifinin siyosu olan celal abi katarda inşa edilmek üzere bir futbol sahası ile metro yapımını türk iş adamlarının ihaleyi alabilmesi için türkiyeye gelir
tanıştığım bu zat üç yıl boyunca türk iş adamları ile proje hakkında görüşmeler yapar ihalenin toplam miktarı
yüz milyon doların üzerinde olması nedeni ile ülkemizin beş büyük firmasını oluşturduğu havuza dahil eder
herşey bitmiş ihale süreci başlamıştır ülkemize kazandırılacak paranın miktarı en az yirmi milyon doların üzerinde olması beklenmektedir

ve o günlerde birileri çıkar ve ülkemize kazandırılacak olan bu girişimi baltalamak adına celal beyi fetöcü olmakla suçlayarak bu oluşuma katılan iş adamlarını ortaklıktan çekilmelerini sağlar tıpkı geçmişte yaşanan yurt dışı ihalaleleri gibi bu ihaleyide ingiliz firmaları kendi ülkelerine kazandırmış olur

sonuç celal beyle en son görüştügümde bana şöyle der yabancı firmalar ile savaşmak benim için çocuk oyuncağı
ama katlanamadığım şey türk iş adamlarının çocukça davranışları bir ümitle gelmiştim vatanım kazansın demiştim şimdi çekip gidiyorum bir daha asla dönmeyeceğim

ve bana söyledigi bir şey daha vardı çölün ortasına kurulmuş bir muhteşem otelemi misafir olmak istersin yoksa basit bezden yapılmış bir çadıramı dediğinde şöyle cevap vermiştim tabiki otelde aldığım cevap gördüğün seni yanıltmasın otel muhteşem ama içinde zenğinlik yok çadır basit ama içinde zenginlik çok avrupalı bunu yapıyor bizler aslında çok zengin bir ülkeyiz ama fakir görünmemiz onların işine geliyor
ne demek istediğini ankarada 1071 rakımlı tepede inşa edilen sarayın yapımında seslerini yükselten o sarayın
gereksiz olduğunu yazan yabancı gazetelerin ve onlara kalemşörlük yapan aydınların çıkardığı gürültülerden sonra anlamıştım

celal bey çekip gitti halen ingilterede ingiliz hükümeti adına şirketlere siyoluk yapmaktadır o gündür bu gündür kendisinden ne bir haber aldım nede görüşebildim kulakları çınlası