Bir ülke düşünün kaf dağının ardında her yanından Dereler çaylar akıyor çepeçevre Ormanla kaplı mis gibi kokuyor bağı bahçesi tarlası Yolları evleri her yer mis gibi. Bu güzel ülkenin iyi mi kötü mü Doğru mu yalancı mı olduğu belli olmayan bir Kralı varmış halkın bir kısmı onu çok severken bir kısmı da çekiniyormuş Çünkü ne yapacağı belli belirsiz mış tutarsız davranışları varmış .

Bir gün Kral Soytarı ve Veziri çağırmış ve şöyle demiş ;

söyleyeceklerimi bütün halka ilan edin herkes söyleyeceğim her şeye uysun ,uymayanlar cezalandırılacak hapis yatacaklar gerekirse idam edilecekler .

Buyurun demişler haşmetlim konu nedir emriniz nedir?

Kral anlatmış şehrin ortasından geçen Akarsu’nun çevresi tamamen duvarla kaplanacak bir nöbetçi dikilecek ve oraya hiç kimse giremeyecek kuş bile uçmayacak Şimdi bunu insanlara duyurun işinizin başına .

Soytarı ve Vezir duyuruyu hazırlamışlar Bir de davul almışlar çıkmışla şehir Meydanı’na .

Duyduk duymadık demeyin Peynir ekmek yemeyin kralımız Emir buyurdu Bundan Böyle şehrin ortasındaki dereye ve oradaki parka hiç kimse girmeyecek etrafına duvar örülecek Kimse o duvarı yıkmaya çalışmayacak yoksa ömrü hapiste geçer ve kellesi gider demişler .

Ustalar tutulmuş duvarlar örülmüş kapısına da Korumalar yerleştirilmiş

Kral her gece o kapıdan geçip ormanın derinliklerine gidiyormuş ve sabaha karşı güneş doğmadan da oradan çıkıyormuş .

herkesi bir merak sarmış ne yapıyor orada diye .
Tabii Soytarı ile vezirde meraklılardan ikisi.

Krala sormuşlar kralımız her gece oraya neden gidersiniz başınıza bir iş gelmesin demişler.

Kral sinirlenmiş Ne iş gelecekmiş demiş kapıda Korumalar var siz ne güne duruyorsunuz ya ,Bana bir şey olmaz merak etmeyin demiş .

Merak bu insanı çıldırtır kapıdaki korumalara para vermişler Kese kese altınlar vermişler ve söz almışlar geceleyin kraldan sonra onlar girecek içeriye .

Heyecanla bir çalının arkasında beklemeye başlamışlar Gün batımını Güneş batar batmaz Kral görünmüş kapıdan geçmiş ve dümdüz ilerlemiş Bunlar da arkasından çalıların arasından usul usul Ses çıkarmadan ayakkabılar ellerinde yürümüşler yürümüşler ve Kral akarsuyu kenarına gelmiş gördükleri karşısında vezirle soytarının ağzı açık kalmış. Çünkü burası Burası çok mükemmelmiş .akarsuyun ortasında bir adacık var adacığın ortasında türlü renklerde dev bir çiçek her tarafta Uçan peri kızları Geyikler türlü türlü hayvanlar varmış Kral adaya çıkmak için suyun içine girmiş su çok derin değilmiş diz boyuymuş. Gitmiş Çiçeğin içerisine uzanmış Peri Kızları yanına gelmişler sazlar çalınmış şarkılar söylenmiş sofralar kurulmuş sabaha karşı Çiçeğin özünden bir parça alınarak krala verilmiş Kral bunu içmiş ve sonra birdenbire kralın etrafında masmavi bir görüntü oluşur aurası değişmiş

Bu iksir nedir diye onu merak etmişler kraldan önce oradan çıkmışlar.


Lakin Kral peri kızları takip edildiğini söylemişler sabah saraya gider gitmez hemen Soytarı ile veziri çağırmış kralın anladığını düşünerek çok korkmuşlar.

Buyurun kralımız Efendimiz demişler Ben size demedim mi hapse girersiniz kelleniz gider Neden beni takip ettiniz demiş


onlarda merak ettik Efendimiz demişler her geçen gün daha bir güçlü görünüyordunuz ve daha genç mutlu ve her gece de oraya gidiyordunuz Bu da bizi merak ettirdi demişler.


Peki demiş Kral anlatayım ben çok hastayım ve benim Şifa da sadece O gördüğünüz dev bitki bu bitkinin olduğu yerde Periler kralının ülkesine denk geliyor anlaşma yaptık onunla o beni iyileştirecek bitkinin özüyle Ben de onun ülkesini ördüğümüz duvarla ve korumalarla koruyacağım Şimdi her şeyi öğrendiniz bir daha bu işin içine karışmayın demiş


Ondan sonra kralımız çok yaşa demişler Ve Ama bu bitkiden Nasıl içeceğiz diye bu sefer de düşünmeye başlamışlar hem gençlik veriyor hem sağlık veriyor


Periler Kralı bunların bu kötü düşüncelerini hissetmiş ve krala söylemiş Kral Artık tek çözümün onlardan kurtulmak olduğunu anlamış onları uzak bir ülkeye göndermeye karar vermiş ondan sonra orada da kafalarını vurdurtmuş ve onlardan Kurtulmuş .

İDerken iki Kral kafa kafaya verip konuşmuşlar Periler Kralı demiş ki bundan sonra siz oraya gelmeyin Herkes merak ediyor başkaları da çıkacaktır demiş Akşamları Biz getiririz oradaki özü siz bizi korumaya devam edin demiş Ve bunda anlaşmışlar


Kral Birkaç zaman sonra iyileşmiş eski gücüne kavuşmuş Periler Ülkesi o yaşadığı sürece korunmaya devam etmiş öldükten sonra ise artık hiç kimse Orada öyle bir şey olduğunu Hatırlamıyor Muş


Çünkü ormanın derinliklerinde kalmış her taraf tamamen ağaçlarla kaplanmış e oradaki o ülke unutulmuş o Nehir unutulmuş o küçük adacık unutulmuş.



Kim bilir belki İçinizden biri büyüyünce arkeolog olur ve bu kayıp Bitki ile ülkeyi bulur..



Hacer Sarıgül