8
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1663
Okunma

Ağustos ayının tam da ortasıydı. Çalıştığım dükkanın camları tüm sıcağı emmiş,kan ter içinde bırakıyordu.
Öğle saatine yakın hava almak için kapının önüne çıktım. İş yeri işlek bir cadde üzerinde olduğundan gelen geçen insanlar, arabalar hiç eksik olmuyordu.
Karşı kaldırımdaki postanenin önü tıklım tıklım olmuş, insanlar sıra kavgası ediyordu. Küçücük postanenin önü ana baba günüydü.
Çok geçmeden kaldırımın ucunda bir kadın belirdi. Yaklaşık altmışlı yaşlarda bir kadın ...
Göz göze geldiğimde sanki bir hikayeyi sırtlanmış gibi duruyordu . Ter içinde kalmış, nefes almakta zorlanıyordu . Yılların emeğini içine emmiş elleri bir tekerlekli sandalyeyi güç bela ittire ittire dükkanın önünde durdu . Derin bir nefes aldı ve selam verdi.
’Postaneye gideceğim, oğluma göz kulak olur musun?)
Ben memnuniyetle başımı salladım. Kadın emanet ettiği oğluna bir iki söz söyledikten sonra postaneye girdi
Sanırım oğlu için ödenen bakım maaşını alacaktı.
Oğlu yirmi, yirmi beş yaşlarında bir delikanlı idi. Yürüyemiyor, kendini kontrol edemiyordu..Bir süre yanında sessiz durduktan sonra onunla konuşmak istedim ama yanaşmadı.
Bana öyle değişik bakıyordu ki, konuşmaya yetmeyen gücü ile ateş çıkan gözlerinden nefret duygusunu görebiliyordum. Daha fazla zorlamadım sessizce köşede bekledim.Kadın gideli hayli olmasına rağmen hala postaneden çıkmamıstı.
Oğlu dünyaya kulağını tıkar gibi iki kulaklığı kulağına takmış öylece oturuyordu.
Birden dükkanın sevkiyat arabalarından biri geldi. Boşalmak bilmeyen yolda arabaya yanaşacak yer yoktu. Sevkiyat arabası yolda bekledikçe ardı sıra arabalar diziliyor, yol iyice tıkanıyordu. Ani bir hareketle tekerlekli sandalyenin tutamaçlarından tutup arabayı birazcık daha ileri alsam tüm sıkıntı çözülecekti. Ben de öyle yaptım. Yapmaz olaydım !!!
İlk hamle ile genç bastı yaygarayı. Tekerlekli sandalyesini en çok yarım metre ileriye çekmiştim. Ama sanki canını yakmışım gibi içimi yırtarcasına bağırıyor , bana nefretle bakıyordu. Gözlerimin en içine öfkesini dikiyor ve isyan ediyordu ...
Anlamaya çalıştım, biraz sonra anladım ki genç onu dışladığımı, ondan rahatsız olduğum için tekerlekli sandalyesini ittirdiğimi düşünüyor ve buna tepki veriyordu. Sakinleştirmek için yanında durdum, ellerini tuttum anlayacağını düşündüğüm şekilde onunla konuşmaya çalıştım ama dinlemiyordu.Sürekli beni itekliyordu . Sesi fazlasıyla dediklerimi bastırıyordu ...
Daha fazlası ne yapabilirim bilememiştim.
Son çare postaneye girdim. Onca kalabalıkta gözlerimle hızlıca annesini aradım. Annesi hala sırada bekliyordu. Anlaşılan daha da bekleyecekti. Dönüp o karmakarışık topluluğun duyacağı şekilde ricada bulundum
’ Dışarıda bir engelli kardeşimiz var . Şu an durumu da iyi değil. Lütfen hanımefendiye yardımcı olalım. ’
Genç yaşlı onca kalabalık dönüp aynı anda bakışlarını bana çevirmişti. Kimse tek kelime etmedi . O sessizliği ihtiyar bir ses bozana dek ’ herkes bekleyecek. Biz eşek miyiz? ’
Hiç tereddüt etmeden dönüp baktım ihtiyara . ’ Ben insanlara söyledim amca. Senlik bir mesele yok, sen üzerine alınma... ’ dedim.
Pişkinliğini bozmayan adamın yüzüne öfke ile bir kez daha bakıp dışarı çıktım. Arkamdan çok sürmeden de yaşlı kadın geldi. Kısık naif ve yorgun bir sesle teşekkür etti. ’ Özür dilerim ’ dedim.
Oğlu hala sokağı delercesine bağırıyordu.Susmaya ikna ederken verdiği çaba hala gözlerimin önünde... Uzaklaşıp gözden kaybolana kadar arkalarından baktım.
Gencin o bakışı, insanların tavırları .. Hiçbirini hazmedemiyorum ...
Gencin sadece arabasının tutacaklarını elledim diye gördüğüm tepkinin sebebi insanların davranışları olmalıydı. Kim bilir kaç defa dışlanmış, istenmemişti ki . Onu yarım metre ileriye götürmem dünyadan aşağı itiyor hissini vermişti. Ben bu kadarına bile üzülmüşken diğerlerinin bu kadar vurdumduymaz olmalarına deli olmuştum
O yaşlı adam ne kadar rahattı. Oysa bir daha ki gelişi o tekerlekli sandalye ile olabilirdi ki bunu hesap etmiyordu ...
Ara sıra yine karşılaşıyoruz o genç ve annesi ile. Uzun zamandan sonra bir kaç sohbet eder hale geldik. Asma kilitlere takıntısı olduğunu öğrendim. Her gördüğümde bir asma kilit hediye ediyorum. O, neden asma kilit takıntısı olduğunu söyleyemese de ben kötü insanların kalbini mühürlediğini düşünüyorum ...