SULUOVA. O Zamanlar SULUOVA güzeldi tek katlı beyaz kireç badanalı evlerin sokaklarında muhabbet güzelliğinin içinde çeyiz kaneviçe işleyen anneler ablalar bacılar nice şeyler vardı bu sokaklarda çocukluğumuzda karşı evden kokusu gelen saç yağlısı helede maydonozlu erimiş çökelek gözlemelerden bize de pay düşerdi .hele de o karadut ağacı yokmu temmuz ikindi güneşinde geniş yapraklı dallarının gölgesinde gençliğimizi saklarken her bir yerinde an ve an nefesim duruyor sanki sokak aralarında bazen geçtiğim kaldırımlarında işte şurada diyorum anılarım var.şimdi SULUOVA ’da olsam, amaçsızca Atatürk bulvarından başlayıp bir iki tur atsam ,oda ne bu yıl şeker palike kampanyası erkenmi kapandı ,ne duman var nede ilçeye renk katan pancar kokusu var , mecbur yürürsünüz yeniden arnavut kaldırımlı taş sokaklarda, eski oturduğunuz pastaneler,kahvehaneler,sokağa taşmış çayocaklarındaki dostluklar aklınıza gelir. hele birde hafif yağmurda atıştırıyorsa, hemen geçmeli rendeci binasına hükümet var bu arada , üst denizciler caddesinde bitmez neşe veren esnaf muhabbetlerinin ardından ,hüdaverdi sokak kıraathanelerinde oyalansam, bir iki kere ahbablarla okey attıktan sonra beslen pidede ayaküstü bir döner veya bafra pidesi mideme göre pişmiş sonra ver elini pazar mahallesi çay bahçesi. sonrasında iki sinema ve yüzevler caddesindeki emek sineması ,filmin başlamasına az bir süre var.filmin adı kara murat fatihin fedaisi ama heyecan işlenmeli, hopörlerden gelen müzik sesleri hala kulağımda, mehterleri beklerken ses Erkin koray... Dün gece çok aradım. Aradım bulamadım .Kör olası çöpçüler .Aşkımı süpürmüşler.sürpriz oldu