0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
500
Okunma

Günümüzde zengin ve fakir ülkeler arasında büyük uçurumlar oluşmuştur. Emperyalist ülkeler dünya düzenini, sistemini kendi aralarında anlaşarak uygulamaktadır. Gerek askeri gerek sanayi olarak kendilerini geliştirmişler fakir ülkeleri bağımlı hale getirerek ihracat yapmışlardır.
Bu tuzaklardan kurtulmak için Türkiye kendi iç barışını sağlamalı, terörü bitirmelidir. Yeni anayasasını çıkarmalı politik yönetim sistemini çağdaş bir hale getirmelidir. Askeri, sanayi, ekonomi olarak büyümelidir. Muhalefet partileri politik hesapları bırakmalı Türkiye’nin geleceği için çözüm üretmeli ülkemizi aydınlık geleceğe taşımak için ulusal politikalarla biz de varız demelidir.
Kısır çekişmelerle hem partilerine hem de ülkemize zaman kaybettiriyorlar. Kendi içlerinde birbirleriyle uğraşmayı bırakmalı halk için çalışmalı zamanı boşa harcamamalıdırlar. Bizim bizden başka dostumuz yoktur.
emperyalist ülkeler çıkar ve menfaat peşindedir. Bunlara prim vermeyelim. Siyaseti meslek edinen siyasetçilerimiz işlerinin hakkını vermeli halk için hak için çalışmalıdırlar. Laf olsun diye boş siyaset yapılmamalıdır. Projeler üretilmeli belgelerle konuşulmalıdır. Bu ülke hepimizindir batarsakta çıkarsakta beraber çıkacağız.
Siyaset mi paraya hükmetmeli? Para mı siyasete hükmetmeli? Tabi ki siyaset paraya hükmetmeli. Eski dönemlerde güç ve para siyasete ve siyasetçiye hükmediyordu. Bu tamamen değişti. Türkiye’de ki sistemde yavaş yavaş taşlar yerine oturarak ülkemiz adaletli kalkınan halk ve özgürlükler adına hak düzeni olan bir ülke konumuna geliyor.
Halkımız sağ duyulu, sabırlı ve azimlidir. Ülkemizin geleceğini emperyalist ülkelerin boyunduruğundan kurtararak kendi ayakları üzerinde durarak İslam birliğini kurup bölgesinde ve dünyada güç olup adaleti temsil etmeye çalışacaktır.
Yeter ki milli değerlerimize, milli politikalarımıza, kültürümüze ve geçmişimize sıkı sıkıya sarılalım. Kurtuluşu çareyi başka rejimlerin politikalarında aramayalım. Kurtuluşumuz bizim özümüzdedir. Bizim içimizdedir. Kültür emperyalizmine uğramayalım, dönüşmeyelim, değişmeyelim. Gelecek bizlerindir.
Dünyanın gücü olan devletler Amerika, Rusya, Çin, İngiltere, Avrupa devletleri siyaset yaparken kendi kendilerine yetmediklerinden değil kendi topraklarında ki enerji kaynaklarını ve yer altı zenginliklerini daha sonraki yıllarda çıkaracakları için başka ülkelerin üzerinde hakimiyet kurarak enerji kaynaklarını ve yer altı zenginliklerini ele geçirmişlerdir.
Yüzyıllar boyunca gerek Afrika da misyonerlik adı altında kendi kültürlerini, dinlerini, dillerini Afrika’ya orta doğuya taşıyarak ülke insanlarını kendilerine benzetmeye çalışmışlardır.
Medeniyet, demokrasi, çağdaşlık, moda adı altında ülkeyi ve kültürlerini özünden başkalaştırmışlardır. Amaç o ülkeleri kalkındırmak değil, demokrasi getirmek değil, yer altı zenginliklerine, enerji kaynaklarına sahip olmaktır.
Sonunda da oldular. Afrika bugün aç ise geri kalmış kıta ise emperyalist ülkelerin sömürülerinden dolayıdır. Sürekli ülkeleri iç kargaşaya, kaosa sokmuşlar, kardeşi kardeşe kırdırtmışlardır.
Amaç ülkelerin kendilerine bağımlı kalabilmesi için yapmış oldukları senaryolardır. Dün olduğu gibi bugün de durum aynıdır. Yap boz tahtası gibi ülke rejimlerini siyasi, askeri ve maddi güçleri ile değiştirip
sömürü düzenine devam etmektedirler. Turuncu devrim büyük Ortadoğu projesinin bir eseridir. Irak, Afganistan, Mısır, Tunus, Libya, Suriye..vs ülkeleri sil baştan değiştirip ülkeleri bölerek yeni baştan devam etmeleridir.BUNUN TEK ÇARESİ İSLAM BİRLİĞİNİN KURULMASI ÜLKELERİN BİLİNÇLENMESİDİR.
RAFETTİN AYVACI