8
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
864
Okunma
Bir varmış bir yokmuş misali, göz açıp kapayana kadar geçmiş zaman...
Oysa; daha dün gibi geliyordu sana, misafirhanede yaşanan.
Ocak............
Minnacık bir bebektin...
Acıkan, susayan
Vara yoğa yaygarayı basan
Şubat...........
Neşe kaynağıydın
Sıcacık kucaklarda gülücükler dağıtan
Emekleyen
Her şeye uzanan
Mart..........
Evcilik oynuyordun
Ya anneydin ya baba
Bez bebeğinle evde
Dışarda kardan adamla
Nisan.........
Güller kadar renkli
Fidanlar kadar tazeydin
Serpilip değişirken
Mayıs........
Masumdun
En deli çağında
Eğimliydin
Doğruya da yanlışa da
Haziran.......
Değişmişti karakterin, mizacın
Hayatına yön vermişti
Kişiliğin yoldaşın
Temmuz......
Artık yalnız değildin
Kazanmak, var olmak
Kendini ispatlamaktı dileğin
Ağustos.....
Ya gölge kovandın ya da beyni kaynayan
Amaçlarının peşinde
Koşan, coşan
Kaybeden ya da kazanan
Eylül....
Savrulmaya hazırdın...
Ya; rüzgâra kapılıp doludizgin hırslarının peşinden
Ya da; her şeyin yolundalığının tekdüzeliğinden
Çok daha fazla şeye
Daha iyilere
Hakkın olduğunu düşünüyordun belki de
Büyük hedeflerinin hevesinde küçülürken
Ekim...
Ya yoruldun, ya duruldun
Ya da tekledin
Yeniden başlayabilsen değişecektin
Kasım..
Kaşların hep çatıktı
Suskun ya da mızmız
Alıngan, geçimsiz
Kendinden başkasına gamsız
Aralık.
Tüm kapıların ardına kadar açıktı
Süren doldu misafir
Yolcu yolunda gerek
Bitti
............
seni uğurlayacak olan var mı
yoksa...
kendinden ve herkesden habersiz
kalacak mısın daha
her halükârda yolcusun misafir
gemi dayandı mı kapına
en fazla ikindi vakti
çıkarsın yola
gözün arkada kalmasın
sen şimdi geldiğin gibi çıplak git
kazandıkların, kaybettiklerin
karşılar seni
sevenlerin
sevdiklerin
hakkını yediklerin
cefa verdiklerin
hiç bir şeyi unutmaz asla
( Ne mutlu mirası SEVGİ olana )
Nurten Işılak