Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
Filiz elbi
Filiz elbi

HERKES KENDİ EGOSUNUN EŞEĞİDİR

Yorum

HERKES KENDİ EGOSUNUN EŞEĞİDİR

4

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

930

Okunma

 HERKES KENDİ EGOSUNUN EŞEĞİDİR

HERKES KENDİ EGOSUNUN EŞEĞİDİR

HERKES KENDİ EGOSUNUN EŞEĞİDİR


Bazen düşünüyorum da, bir insan vicdanını nasıl kaybeder?

Belki de bu tür insanların vicdanı hiç olmamıştır. Olmayan şey kaybolmaz değil mi?

Bir an olsun aklımdan çıkmıyor, 82 yaşında elleri öpülmesi gereken yaşlı bir adam’ın, polisler tarafından yerlerde sürüklenmesi.


Yusuf Topal; 82 yaşında. Giresun’un Gemilerçekeği Mahallesi’nde yürüme güçlüğü çeken Fatma Topal’ın kronik hastalığı için kullandığı ilaçları bitince, eşi Yusuf Topal ilaçları yazdırmak ve evde bakım hizmeti kararının uygulanmasını sağlamak amacıyla 15 Temmuz Şehitler Aile Sağlığı Merkezi’ne gitti. Doktor Ö.Y. ye başvuran Yusuf Topal, eşi adına düzenlenen sağlık kurulu raporunu göstererek ilaçları reçeteye yazdırmak istedi.

Ancak doktor, hastayı görmeden ilaçları yazamayacağını belirtti. Topal ise evde bakım hizmeti kararı olduğuna dair raporu göstererek sağlık görevlilerinin eve gelmesini talep etti. İddiaya göre, Ö.Y ile Yusuf Topal arasında tartışma çıktı. Tartışma sırasında doktorun "beyaz kod" vermesi üzerine, polis ekipleri sağlık merkezine geldi. Polisler, Topal’ı gözaltına almak istedi.Yusuf Topal direndiği polisler tarafından yaka paça polis aracına bindirilmek istendi.

Ters kelepçe takılan ve biber gazı sıkılan Topal, bu sırada fenalaşarak yere yığıldı. Polisler, yerde sürükleyerek araca bindirdikleri Yusuf Topal’ı Prof. Dr İlhan Özdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürdü. Kalp krizi geçirdiği belirlenen Topal, yaşamını yitirdi.


Kimdi bu herkesin içine korku salan Yusuf Topal.

Bir vatan haini mi,

Azılı bir katil mi

Belki de Doktoru taciz eden bir sapık.

Hayır saydıklarımın hiç biri değildi.

O sadece hasta eşinin ilaçlarını almak isteyen, günbegün yatağında huzurla öleceği günü düşünen garip bir ihtiyardı.


Benim bu gibi durumlarda aklım duruyor. Mantıklı düşünemiyorum.

Neydi bu şimdi. Anlayan varsa bana da anlatabilir mi? Bir yanda egosu tavan yapmış bir doktor müsveddesi, öte yanda 82 yaşında kolunu bile kıpırdatmaya aciz yaşlı bir adam, ne yapabilir? diye düşünmeden paldır küldür olaya müdahil olan polisler.

Al birini, vur ötekine durumlarındayım şuan.


Bu tür olaylar hep EGO’suna yenik düşen insanların eseridir.

Eee düşünün bir. Arkadaş koskoca doktor.

Bireh bireh bireh.

Karşıki dağlar bile ondan sorulacak neredeyse.

Garibim yaşlı amcamız da karşısında duranın insan olduğunu düşünüp "Arkadaş yanlış yapıyorsun" deyince, tabiatıyla doktor arkadaş da şahlanmış.

Koca doktor yahu.

Basmış kalayı garibim ihtiyar adama.

Sen kimsin lan bana cevap veriyorsun.


Sizce de bu tiplere sormanın zamanı gelmedi mi?

Asıl sen kimsin ulan.

Sen kimsin, kimin nesisin ki bu ülkenin vatandaşına böyle pireye bakar gibi ta göklerden bakma yetkisini kendinde görüyorsun.

Söyle kimsin ulan sen. Kim verdi sana böyle bu dağları ben yarattım kibrini.


Ne yazık ki günümüzde, özellikle iş dünyasında bu tip insanların sayısı oldukça yaygın.

Üç harfin içine sığmış kocaman bir dünya yaratılmış imtihan alanı. İnsanın hayvandan aşağı olabileceğinin kanıtı. İnsanın küçük dağları yaratması, yahut yaratmaya dahi tenezzül etmemesi. Kısacası durum bu..


İzniniz olursa yazımı Feridüddin Attar’ın Mantıl-al-Tayr adlı klasik eserinden kısa bir öyküyle tamamlamak istiyorum.

Hak, insan aynasında yansır, Feridüddin Attar

PADİŞAHIN KAŞINTISI

Padişah, seyyah bir dervişe rastlamış; "De bakalım sufi, sen mi daha esaslısın, ben mi?" Derviş "Yorum yok" demiş. "Yuh! Sen ne terbiyesiz bir mahlukmuşsun Devlet Efendi karşında karşında bu mülkün sultanı duruyor! Sualime karşılık vermiyorsun he mi?!"

"Pekala madam kaşındınız, cevap vermek vacip oldu. Benim gibi fakir biri. yüzbinlerce padişahtan yeğdir. Çünkü saltanat süren kimse, imanın tadını bilmez. Sen, kendi egonun eşeğisin. Sırtında fazlalıktan ibaret, nahoş bir yük taşıyorsun. Vesvesenin, korkunun ve cehaletin esirisin. Anlayacağın, benim eşeğim senin sırtına biniyor.

Senin iştahın; yüzünde meymenet, kalbinde ferahlık, bileğinde kuvvet bırakmadı. Gözün kararmış, kulağın sağırlaşmış, beynin sulanmış.

Sen şeytanla kanka oldun. Lakin ikinizi ölüm ayıracak. Gene de dert etme. Nasılsa cehennemde kavuşacaksınız!.

Filiz Bahcıvan

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Herkes kendi egosunun eşeğidir Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Herkes kendi egosunun eşeğidir yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HERKES KENDİ EGOSUNUN EŞEĞİDİR yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
mirim
mirim, @mirim
31.7.2018 09:26:10
İlaç yazdırmak için gittiğim aile hekimi telefonla görüşüyorum gerekçesiyle beni kapıda 15 dakika bekletmiş ve çağırmamıştı. 15 dakika sonra kapıyı vurarak beklediğimi hatırlattığımda beni tersleyerek muayene etmiyorum diye reddetmişti. Bunun sonucunda çıkan tartışmada o da polis çağırdı ama haksız konumda olduğundan polis onu başının derde girebileceği konunda uyararak olayı kapattılar. Ancak ben BİMER'e şikayet başvurusu yaptım. Sonuç Dr.un hatası bulunmadığı yönünde gelmişti. Üstelik cevap da 8 ay sonra geldi ! Yani benim ölmem mi lazımdı ?

Bu olaylar sık sık yaşanıyor.
Doktorun yaptığı çirkin, polisin yaptığı iğrenç. Bu işbirliği ile taammüden adam öldürmek demektir. 82 yaşındaki bir adamın o tarz bir şiddeti kaldırmasının mümkün olmadığını bilemeyecek polise nasıl yetki ve sorumluluk verilir ? Kaldı ki zanlı 20 yaşındaki bir gençte olabilir. Polisin böyle bir şey yapma yetkisi yoktur.

Sonuç; vicdan kalmamış.

Yazınızı tebrik ediyorum.
Saygılar.
AyKıRıSaNaT
AyKıRıSaNaT, @aykirisanat
31.7.2018 04:49:21


Evet herkesi, en büyük ve zalim bencilliğin tam zıddına, olmazsa olmaz olan "çok az" bencilliğe, güzelliği istemeye çağırıyorum. Güzelliği, işte onu kurban etmeyin. Güzel saltıktır, onda ne haklı vardır ne haksız ne doğru vardır ne yalan; bir insan güzellikte değer yargısı arıyorsa çok az şey biliyor, demektir.

Güzellik=insanlık=Tanrı...

saygılar
KurşunKalem
KurşunKalem, @kursunkalem2
31.7.2018 01:54:46
Ben artık hiçbir şeye şaşırmıyorum, parmakla gösterilecek kadar aza düştü insanlık...
Teşekkürler paylaşım için...
Mizahi Şair
Mizahi Şair, @mizahisair1
31.7.2018 01:37:07
Şu dünya hayatında ki en büyük zenginlik yada nimet İNSAN olabilmektir. Başka da diyeceğim bir şey yok.

Duyarlı yüreğiniz varolsun. Eksik olmayın, saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL