5
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
2049
Okunma

Okuduğum bir şiir taa nerelere götürdü beni…
Gözlerim ıslak şu an ve 1982 yılında, Eskişehir Fevzi çakmak mahallesindeyiz. Henüz ortaokula giden bir çocuğum. Annem Üniversite de okuyan oğlu ve ortaokulda okuyan bu kızına biraz daha yetebilmek için kapısı farklı tarafa açılan bir odayı kiraya vermiş. Kiracıda yeni evli bir çift. İlk iki hafta kadın hiç dışarı çıkmadığı için bizde rahatsız etmemek adına hiç alakadar olmuyoruz. ikinci haftadan sonra kadın dışarı çıkmaya başladı. Önce adını öğrendik Kader miş. İlk gün sadece bunu öğrenmiştik.
Kocası yakın bir çiftlikte çalışıyordu bizden evi kiralayanda çiftlik sahibiydi. Yeni evlenmiş bir çift olarak yaşları büyük gelmişti bana. Siz geç mi evlendiniz diye sordum. Benim ikinci evliliğim dedi kadın.
Sonraki günler onlar için hareketli geçiyordu. Daha evliliklerinin ilk ayında kavga etmeye başlamışlardı. Gece kadının ağlama sesleri bizim yatak odamıza kadar geliyordu. Ben çok etkilenmiştim. Kadınlar evlenince hep dayak atılıyor ve kadında bunu çekmek zorunda kalıyor diye düşünüyordum. Babam olmadığı için yakından gördüğüm ilk evlilik modeliydi bu. Nitekim birinci ayın sonunda bir gece kadının çığlıkları dayanılmaz derecedeydi annem kapılarını vurdu, adamla ne konuştu bilmiyorum ama kapıyı açmadılar ertesi günde kadın içeride kilitliydi. Annem erkenden yine kapılarını vurdu sanırım kadının öldürülmesinden korkmuştu.
Diyeceksiniz ki "Neden polis çağırmıyorsunuz?"
Dikkatinizi çekerim yıl 1982 telefon yok ve mahallede müstakil evlerde oturuluyor. Öyle her evin önünde de araba yok.
Kendimce bu kadın neden gitmiyor bu adama neden katlanıyor diyordum.
Annem polis çağıracağını söyledi kadın istemedi. "Beni daha fazla döver." dedi. "Hem şu anda resmi nikâhımız da yok, ben henüz diğer eşimden boşanmadım." Annem çok rahatsız olmuştu onu ilk defa bu kadar kararlı görüyordum. Hemen evi boşaltmalarını istedi ve durumu çiftlik sahibine de kendisi giderek bildirdi.
Kadın öğleden sonra kapıyı açtı dışarı çıktı. Bize başını gösteriyordu 4-5 santime varan uzunlukta derisi soyulmuştu. İçim çok kötü olmuştu. Annem kızım baban yok mu senin niye bu deliye verdiler seni neden katlanıyorsun dedi.
Kadın: Bu adamla aynı köylüyüz. Başka köyde evliydim üç tane de oğlum var. İftira ettiler kocam beni getirdi babamın evine attı gitti. Yedi aydır çocuklarımı da görmedim. Babam namusumu iki paralık ettin diye günlerce bir odaya kapattı aç susuz bıraktı sonra da bu adama verdi. Ben nere gidebilirim ki şimdi? Polis bana ne yapacak ki?" Diyordu çaresizdi biz de ona çare olacak durumda değildik. O psikopat adamın biran önce evden uzaklaşmasını istiyordu annem. Öyle de oldu, o günün akşamı çıktı gittiler.
1982 yılında Kaderin yaşadığı kaderi buydu. Sessizce imam nikâhıyla bağlandığı bu psikopat adamı takip etti. Ben hep düşünmüşümdür Kader ne yaptı acaba? Bazen uzaktan ahkâm kesmek çok kolay oluyor da… İşte ne diyeyim, el bebek gül bebek büyüttüğümüz kızımızı oğlumuzu Allah akıl sağlığı yerinde hayırlı insanlarla karşılaştırsın.