Unutmak, hatırlayamamak veya anımsayamamak hayallerimizi, belki de hatırlamak istememek ya da kurduğunuz hayallerini hayal olarak kalmasından kaynaklanır.
Hayat çizginizin geçmiş zaman diliminde kurulmuş bir sürü hayal topluluğunun şimdilerde kırık dökük hallerini görmek acı veriyor olmalı. Gerçekleşen hayallerinizin şimdilerde pek önemi kalmamıştır düşlediğiniz zaman dilimine göre. Artık gerçekleşmiş ya da arzuladığınız sizin olmuştur. Ya gerçekleşmeyenler ya eksik kalanlar ya da yarınınız olarak kalanlar ve hiç gerçekleşmemiş olanlar. Hepsinin topladığınızda ise hayal dünyanınız ruhunuza, ruhunuzun da size yansıttığı sizden de hayatınıza yansıttığınız duygu düşünce ve davranışlarınız. Dışarıdan görünen bunlardan ibaret olsa da içerinizde kopan dinmek bilmeyen fırtınaların limanlarınızda bekleyen duygu yüklü gemilerinizi öfkeyle tokatlayan dalgalardan geriye kalan yıkık dökük, bir nebze örselenmiş son halleri boynunuzu bükecektir elbet. Zamanla sarmaya çalıştığınız yaralanmış ama halen umut taşıyan hayalleriniz vardır burukluğu içinizde hiç geçmeyen. Gözlerinin önünde tuzla buz olmuş, kırılmış, dağılmış hayallerinize baktıkça neler hissettiğinizi kimse anlayamaz sanırım. Ne yapmalı peki, nasıl düzeltmeli, nasıl sarmalı, nasıl unutmalı ya da nasıl canına can katmalı hayallerinizin.
Bir şeyler düşleyin önce ya da sorun kendinize önce ne istediğinizi. İstediğiniz yüreğinizin mi, beyninizin mi yoksa ikisinin de mi arzusu. Ama korkun önce, çünkü korkmak sonunda kaybetmenin acısını hafifletecektir. En kötüsünü düşünün önce, düşünün ki tozpembe bulutları dağıldığında geride kalan manzara sizi yakıp yıkmasın. Neleri kaybedip neleri kazanacağınıza bakın, bakın ki kazandıklarınız kaybettiklerinizden az olmasın. Aklınızın durduğu yüreğinizin konuştuğu zamanlarda her şeyin yüreğinizin inisiyatifinde olduğunu unutmayın. Düşlenecek, hayal edilecek en güzel duyguları barındıran, sizi olduğunuz dünyadan alıp başka dünyalara götüren, her baktığınız yerde mutluluk resimleri çizdiren duygu AŞK’tır. Aşkı hayal edin bence. Tertemiz, kirlenmemiş, yorulmamış ve karşılıksız sevmeyi hayal edin ama sakın kendi sevginiz ile sevdiğinizin sevgisini terazinin kefelerine koyup tartmayın. Sevmek mi sevilmek mi dendiğinde sevmek demeyin hemen. Ben sevgimin büyüklüğünü biliyorum ama sevdiğim kadar sever bilemem demeyin yoksa baştan kaybedeceksiniz bunu bir kenara not edin. Varsa bir aşk ortada ya da var olduğunu sanıyorsanız insaniyetli olun. Sevgi dilde değildir her zaman sevginin çoğu yürektedir bunu göz ardı etmeyin. Söylemek güzeldir sevgiyi aşkı ama her zaman söylendiğinde ilk söylendiği zamanlarda ki anlamını ve aşk dolu yüklülüğünü yitirecektir. Duymayı beklemek değil görmek gerekir bazen söylenmeyenleri ya da söylenemeyenleri. Çünkü seviyorum aşığım demek dildedir yürekte yaşanan, yürekten gözlere yansıyan duygular ise gerçektir. Sevgiyi aşka dönüştüren aşkı da nefrete dönüştürende insanın tatmin olmayan duygularıdır. Sevdiğinizin neleri feda ettiğine, sizin için nelerden vazgeçtiğini görmek için iyi bakın önce ama yetmediği zamanlar olacak onun verebileceği işte bu andan sonra aşk artık kaybetmeye başlayacaktır.
Adil olmak gerekli aşkta. Bir olmak gerek her türlü zorluğun karşısında ki yıkılmasın, yara almasın. Her zorlukta yalnız bıraktığınızda hep yaralanacak, hep kan kaybedecektir hep azalacaktır sevginiz. Sonra sonra sevdiğinizin bakmaya doyamadığınız gözlerinde yüreğinden gözlerine vuran aşkı göremeyeceksiniz. Size bakan aşktan eser kalmamış gözlere artık bakmaya korkacaksınız. Gönlünüzden kopartamayacaksınız önce ama gözünüzden ırak olacak. Sonra ise o atasözü gerçekleşecek gözden ırak olan gönülden ırak olacak. Ellerinizle, sözlerinizle, davranışlarınızla ve tüm benliğinizle öldürdüğünüz aşk için ağlayacaksınız. Yüreğinizi sıkan, ıstırap veren bu sancıdan kurtulmak ne kadar zaman alacak bilinmez ama kutlamak gerek sizi. Ne emeklerle ne zorlukla büyüttüğünüz aşkı öldürdüğünüz için….