7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1144
Okunma

Bazen gövdeler uzanır sabaha. Akşam tazeliğini, yanı başımıza alır gelir rüyalar. Kaç defa uyanışın baş ağrısı, zonklamayı keserek kaçar akşam tazeliğinin kokusuna ve şehri gezersin sabah serinliğinde. Bir dönüşüm başlar. Kuş olarak adımlarken sokakları, köpeklerin peşinde arkadaşlık yaparsın. Bir simitçi olursun çıtır çıtır olur yüreğin bağırırsın “simit simit” ve dönüşüm devam eder. Dedelerin kahvesine dalarsın selam derken ağır bir ses tonu düşer sesine, eline bir baston alıp titrek seslerle bir çay istersin. Bir hastane kapısından geçerken sessizlik olursun ve dönüşüm devam eder. Yavrusuyla sabah turuna çakmış kedi denk gelir önüne “merhaba” derken sesinde miyavlama peyda olur. Bir amca seni okşar mırıldanmaya başlarsın. Köşe başını dönerken eski sevgili geçer adımlarını saya saya seni görüp başını çevirirken kaldırım taşındaki “tak” sesleri yükselir ve üzerinden geçen binlerce ayağı saymaya başlarsın. Dönüşüm devam eder. Kapına dayanırsın bir rüzgârsındır. Uğuldarken pencere kenarında Hayriye teyzenin seslenişiyle, çırağın elinde ekmek olup akarsın sofraya ve dönüşüm biter sanma. Sonra sırayla: peynir, zeytin, yumurta bebeğinin gırtlağı olup onların geçişlerinde saygılı olmalarını sağlarsın ve kalkar gidersin sabahtan akşama.