AŞKIN CÜZ'İ TARİFİ
Aşk uçurum kenarında tutulması zor
konacağı yerde saklanması bir o kadar zor,
düşen kalbe sormak lazım aslında,kime kondu,nasıl kondu,niye kondu.
Aşkın niyesi mi olur diyeceksiniz,bence aşkın niyesi,nasıl konduğu ve kime konduğu çok önemli.Niçin insan aşık olur yada niye sever fıtratımıza derç edildiği için mi,yada severiz sevilecek yanları olduğundan mıdır,sevmeyiz sevilecek yanları olmadığından mıdır.
İlahi aşk ve mecazi aşk dediğimiz iki unsur,ilahi aşkta yaradanı severken onun herşeye layık olduğunu bilerek severiz.Çünkü,sevgiye ondan daha layık başka hiç birşey bulamayız.Peki mecazi aşk,iki insan arasında duygusal gözle görülmeyen bir irtibat bir bağ,iki insanı bir birbirine bağlayan birbirine katlanma gücü sağlayan bir çekim gücü kuvveti diyebiliriz hatta bu çekim gücü kuvvetine dünyayı kainatı dahi eklediğimizde kendi ekseni etrafında ve diğer gezegenlerin etrafında dönerken hanği güçle dönüyorlar yada döndürülüyorlar evet dönderen var dönende var peki bunu sağlayan güç nedir,sevgi,itaat, bağ kuvveti olabilir mi? bence ta kendisidir.
Hz Adem (a.s) cennette iken,Hz Havva annemizi dilemesi menkıbesini hepimiz duymuşuzdur.
Allah’u teala,Havva annemizi Adema (a.s) mın omurğalarından yaratmasından anlaşılacak ki insan oğlu daha ilk yaratılışından o bağ kuvvetini kurmuş oluyor.
Peki şimdi ki boyutu hangi seviyeye gelmiş olabilir? şuan aşk için bir anket yapılsa tahmin edebiliyorum ki aşka güvenimiz kalmadı denilecek,peki sizce neden olabilir bu soruyu kendimize sorduğumuzda içinden çıkamayacağımız sorular yumağına karışacağız.
Halbuki insanın ilk yaratılışından bu zamana gelen aşk,nasıl olurda etkisini güzelliğini kaybede bilir,biliyoruz ki yaradan kainatı,bizleri bir sevgi bağı ile yaratmış peki bunu nasıl anlaya biliyoruz.
Peygamber efendimiz (s.a.s) e ya habibim sen olmasaydın ben bu dünyayı yaratmazdım dediği sözden anlıyoruz.
Şuan,sevgiler aşklar çarpıtıldıysa bir cinsellik objesi olarak etrafa saçıldıysa bu ne masum,saf,temiz olan aşkın suçudur,nede bunu yaşamak isteyen ama bir türlü yaşayamayan kişinin suçudur,burda tek suçlu varsa bunu bu şekilde ortaya dökenlerin suçudur.
Aşkı yaşayan eşsiz insanlara şöyle bir göz attığımızda Hz Mevlana,Yunus emre,Fuzuli,Veysel karani,Leyla ile Mecnun,Bülbül ile Gül bunların yaşamış olduğu sevgi,aşk,muhabbbet saflığını temizliğini her zaman,her daim korumuş ve günümüze kadar örnek teşkil etmişlerdir.
Hz Mevlana benim hayatım aşk derken ne güzel ifade etmiş,peki bediüzzaman said nursi hzlerinin muhabbet hakkında yazmış olduğu eşsiz sözleri övgüye yakışır güzellikte,size tavsiyem bence şöyle bir göz atın bana ozaman hak vereceksiniz,diyor ki muhabbet Allah için olmalı,Allah için sevin sevilin.
çünkü,sevginin sahibi,yaratıcısı,kaynağı o iken başka kapılar çalınır mı başkalarından sevgi dilenilir mi, evet dilenilmez Allah’ı bulan herşeyi bulmuştur, onu bulmayan hiç birşey bulamamıştır.
Kişiyi yani annemizi,babamızı,eşimizi,dostumuzu kendimizi dahi severken Allah hesabına sevebiliyorsak aslağa bu sevgiden korkmamalıyız,bitecek bir sevgi değil,baki daim bir sevgi muhabbettir.
Aşkımızda saflığı,güzelliği istiyorsak,istemekten ziyade önce kendimizin birşeyler vermesi gerekmez mi,bırakın özlem girsin aranıza,gözlerini görmesenizde,elini tutmasanızda,sesini duymasanızda onun varlığını,nefes alıp verdiğini bilmek bir yerde yetmez mi.
Herşeyden önce yaşamak istediğin aşkı yaşamaya çalış,buda ancak doğru olduğuna inandığın insanla olur,başta deyinmiştim ya kime kondu,nasıl kondu,ve niye kondu,
işte yaşamak istediğin o temiz aşk, ancak yaşana bilir insanla olur, yoksa etrafında bunu bilmeyenlerle yaşamak istediğin an,her zaman her daim senden uzak kalır.
AŞK,kendi içinde bile bu denli parçalara bölünmüşken,bizler bu denli aşktan bihaber iken,nasıl olurda sevgiden,aşktan,muhabbetten medet bekleriz.
DİLERİM Kİ MUHABBETİ EN DORUK ZİRVEDE YAŞAYAN VE YAŞAYANLARLA BİRLİKTE OLURUZ.
ALLAH MUHABBETİ,MUHABBETİ BİLENLERLE YAŞATSIN...hoşçakalın,muhabbetle kalın...