Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
O qué
O qué

"Bana Şans Dile..."

Yorum

"Bana Şans Dile..."

8

Yorum

7

Beğeni

0,0

Puan

2226

Okunma

Okuduğunuz yazı 21.4.2018 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

"Bana Şans Dile..."




 
 
Q, sandalyeye yanlamasına oturup başını duvara yasladı. Aylardan Ağustostu. Odaya sonuna kadar açık bir pencereden sımsıcak bir hava hücum ediyor, bu hava  yüzünü  tutuşturuyordu.Düşünüyor, düşündükçe bulunduğu sandalyeden daha başka bir mekana geçiriyordu. Fakat  Kristin’ın sesi havada çelik levhalar deler gibi  "we have it narrowed down, down down, down to the butcherknife, down down down down, down..." derken, ona sarılıp, aynı yere ve aynı ana tekrar dönmesini sağlıyordu.
 
 Gözü güneşin odaya yansıttığı çapaçul gölgelerdeydi.Bir başkası  hiç yokmuş gibi davranabilirdi. Ama Q için mürekkep balığının  savurduğu izler gibiydi bu gölgeler. Kimisi hayret uyandırıcı, kimisi ağlanılası, kimisi kutsal bir lahit gibi. İşin ilginci ise bu gölgeler kim nasıl görürse ona dönüşebiliyordu.
 
Göz kapakları ağırlaştı. Odada hiç sigara içilmemesine rağmen odanın nefesi tütün gibi kokuyordu.Tam karşısında, duvarda asılı,  büyük, görkemli, sakin bakışlı bir saat vardı. Sanki o saatin izlediği herkes mecburen greenwich’e kafa tutardı. Saatin işi, her an uyanık, her an tetikte olmaktı fakat zamanı kendince işlerdi. Q, elini  kaldırıp saate işaret parmağı ile ateş eder gibi  " Aldandınız Sayın Tiktak, tehlikeli yanlışları ve karışan hesapları göremediğiniz için. Bu yüzden siz, siz bana borçlusunuz" dedi.
 
Kafasını tekrar duvara yaslayıp: "Siz kafasına buyruk zavallı bir firarisiniz, tek varlığınız da yelkovan ve akrebiniz. Bozdunuz zembereği ve bir nehirdeymişim gibi sürüklendim, bu köklü başarı sizindir kutlarım" deyip alkışladı.
 
Alkışı Kristin’ın bir ipin incelerek kopuşu gibi " I wish to weep but sorrow is stupid" demesi böldü.
Kapı çaldı.
 
"Kimsiniz?"

"Tanımadınız mı ?" diye cevap verdi kapıdaki. Q, gözlerini kısarak tekrar baktı. Sesin sahibinin sevgiyle bakan hali çürümüş yosun gibi sardı Q’nun görüş yetisini.
 
"Benim Q" dedi kapıdaki.
 
"Hokkabaz şapkanızdan çok yıl önce çıkmıştım hani" dedi.Q sıkıca tuttuğu kapıyı usulca bırakırken, sanki bir uykudaymış da yeni uyanırcasına  tanımadan baktı içeriye giren kişiye.
O ise çoktan içeri geçip pençere kenarındaki, yeşil kumaşla döşeli eski berjere oturdu. Ayak ayak üstüne atıp bir sigara yaktı. Q’nun hayretli bakışları arasında söze koyuldu.
 
"Evet, azizim. Bu işin çıkarı yoktur! Harakete geçmelisiniz, kurtulun artık !"
 
Q’nun suratı deminkinden daha şaşkınlaştı,  daha asıldı. Bu işgüzara ve onun saçmasapan otoriter haline bir anlam veremedi.
 
"Düşünsenize, bir korkunun kendisi asıl korkudur, onun gerçekleşmesi demek o korkunun yok olması demektir? Değil midir? Kabarıp dört yanınızı kaplayan korkunuzu kendi ellerinizle yok etmek? İşte bu gerçek reçeteniz"

 Q sayın Tiktak’a baktı bu andan kurtulmanın çaresini ondan bekler gibi ama o Greenwich’e itaatsizlik ile meşguldu yine.
 
"Bırakın, onu..." dedi saati işaret ederek.
 
"Ne diyorsunuz, kimsiniz siz? " dedi Q.
 
"Biliyorsunuz" diye gülümsedi.
 
Bu sırada ocaktaki düdüklü çaydanlık yılan gibi tısladı. Q özür dileyerek mutfağa yürüdü. İçeridekine hem büyük yakınlık hem de dehşetli bir korku hissetmişti.

Çekmeceyi açıp giysisinin koluna bir bıçak sakladı.
 
İçeri girdiğinde sayın Tiktak’ı yerde parçalanmış buldu.

"Bu ne cüret" dedi Q. "O neredeyse bin yıldır asılıydı, siz hangi curetle ve hakla bunu yapabildiniz?"

"Ne yani daha demin onu suçlayan siz değil miydiniz? Bunu siz yaptınız Q"

Biraz daha yaklaşıp saate baktı. Sonra tereddütsüz koluna sakladığı bıçağı çıkarıp onun karnına sapladı. O birdenbire düştüğü bu vaziyette sağır birinin savaşın ordasında kalması gibi baktı Q’ya. Belki gelen merminin yönünü seçememek şaşkınlığı ile anlamadan.
 
Karnından akan kırmızı kan havanın dokunuşu ile laciverte dönüştü . Q’nun ellerindeydi tamamı şimdi. Avucunun alt içi ile gözlerini sildi. Gözyaşının deminki yerini onun kanı aldı.
 
Saat beşti fakat Sayın Tiktak  yattığı yerden her zamanki gibi kafasına göre üç kere çaldı.



 
O qué

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
"bana şans dile..." Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz "bana şans dile..." yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
"Bana Şans Dile..." yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Aygün Deniz
Aygün Deniz, @aygun-deniz
22.4.2018 21:03:34
Beni etkileyen çok güzel bir çalışmaydı, okuduğum polisiye romanlarından bir bölüm gibiydi. Sizi kutluyorum, tüm kalbimle.
meleksukan
meleksukan, @meleksukan
22.4.2018 10:59:03
karanlık ve yalnız bir odadayım gölgem yok
gölgemi saati olmayan bir oda da bıraktım bir bardak çay içtim üzerine
sonra bir bardak daha
bir bardak daha derken
gölgemin sesini duydum çok acımasız ve yalnızdı. beni korkutmaya çalışıyordu hemde benimle. gülümsedim her zaman ki gibi yüzümde düdüğü olmayan bir demlik edası umurumda mıydı bilmiyorum. tek umurumda olan şey an. şuan bana verdiğin mistik his. çok hislendim Sinem hemde senin yüzünden. aklıma birden feridun geldi bak feridun ve şarkısı 'senin yüzünden' yazdıkça yazasım tutuyor bazen dur bi bardak daha çay koyayım kendime :) çay ? neyse çenem düştü yine. bilen bilir derler ya sende beni geveze bilme şimdi durup dururken . neyse çok dağıldım. yazını çok beğendim diye oldu bunlar. bak hala konuşuyorum. bıçak gibi kesmeliyim an'ı. kutlarım. sevgiler...
Bahar Batıl
Bahar Batıl, @baharbatil
22.4.2018 10:43:51
saat öyle güzel bir başrol üstlenmiş ki, yani sevgili yazarımız onu merkez alarak ruh halini ve çevresini muhteşem bir tasvirle okura sunmuş..adeta bir filmden sahne gibiydi..yanlamasına oturup başını duvara yan yaslaması çok şey anlatıyordu..ve tabii gelen kişinin( kişi ya da değil) cüretkar ve kendinden emin tavrı.. öyle güzel huzursuz ediyor ve enerjiyi yükseltiyor ki..

ve tabii final muhteşemdi..

kafasına göre takılan ölümüyle bile özgürlüğünden feragat etmek istemeyen bir saatin vuruşları..

güne harika bir anlatım düşmüş..

sevgimle..
meselci
meselci, @meselci
21.4.2018 23:59:45

Kendinle barışıksın aslında Sinem.
Gölgeler de, kitaplar da, şiirler de ellerine bakıyor.
Ve o güzel, o naif, o can yüreğin HEP SENİNLE.

Her vaktin esenlikle geçsin.
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
21.4.2018 17:12:33
10 puan verdi
gölgeler gölgeleri vurur
gölgeler seni
bir şarkı çalar gölgelere doğru
lacivert olurum.

:)

canımm. ne güzelsin.
ressam12
ressam12, @ressam12
21.4.2018 15:14:34


www.youtube.com/watch?v=iZM54LrI6_A

ressam12 tarafından 10/30/2018 10:16:56 PM zamanında düzenlenmiştir.
olricx
olricx, @olricx
21.4.2018 14:45:55
şarkı ve yazı birbirinin dönüştürülmüş gölgesi gibi. ben çok sevdim.

bütün ufak yüzler
yukarı bakıyorlar
güzeller ve inanıyorlar
Etkili Yorum
hena
hena, @hena
21.4.2018 13:36:49

Gölgeler hep ilgimi çekmiştir.Bazen en özel hayal kahramanlarım bazen de en büyük korkum.

Sevgiler Q que.



© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL