Kız otelden çıkar, cebinde beş kuruşu kalmamıştır. Sadece taşıyabileceği kadar duygusu. Bir yerlerde onu da bırakması gerektiği hesabını yapmaktadır kendince. Önüne gelen ilk arabaya otostop çeker. Güzel olduğundan değil kadın olduğundan durur bir araba. Korkusuzca atlar kız arabanın önüne, nereden geldiği belli olmayan bir özgüvenle. Adam yan gözle kızı süzer, ilgisiz gibi görünen bir alaka ile yerinde kıpırdanır. Yol uzun sürmüştür. Kız nereye gideceğini söylememiştir bile adama. Bilmiyordur çünkü. Adam bir sigara yakar, elleri büyük kıllıdır. Kıza da uzatır bir tane. Kız alır.
“Sağol”
Der keskin tavırlı bir sesle. Bu benden hayır yok demektir adama. Derin bir nefes alır sigaradan ve içinde tutar, ardından delice bir öksürük nöbetine tutulur. Sonra da eline kan püskürür birden. Kendisi de korkar bundan ve adama yan gözle bakar arabadan atacağından hiç şüphesi yoktur çünkü bu koca elli adamın Onu. Öyle de olur. Adam ani bir frenle arabayı durdurur ve
“İn arabadan hemen”
Der. Derken kıza bakmamaktadır. Kız çantasını alır ve pis bir bakış atarak arabadan iner.
Güneş batmak üzeredir, soğuk da iliklerine kadar geçmiştir kızın. Gün batımını izlemek ister üşümüşlüğünden ve pis kanından sıyrılmak için. Oturur bir taş üzerine. Ne yapacağını bilmiyordur artık. Terk edip gitmiştir kahrolası herif O nu bu sabah. Kalktığında yanında bulamamıştı kendisini. Sadece dün geceden kalma izlerini taşıyordu üzerinde gözünü açtığında. Başını önüne eğen kız sessizce ağlamaya başladı.
“Neden neden”
Diye tekrarlıyordu kendi kendine ve işte o çığlık.
“Nedeeeeeeen”
Kollarıyla gözyaşlarını silerken bir kertenkele ilişti gözüne. Kızın çığlığından kaçmak yerine sanki daha da sokulmuştu Ona. Kıpırtısız Onu izliyordu. Yeşil üzerine çizgileri olan bir kertenkele idi bu. Kız sustu Onu izledi ve gülümsedi farkına varmadan.
“Sen olsan ne yapardın dostum? ”
Dedi.
“Sevgilin seni vaatlerle kandırsa ve bir sabah bilmediğin bir otel odasında seni uyurken bırakıp gitse, ne yapardın? ”
Ardından kinayeli bir gülüş attı kız.
“Ben ne mi yaptım? ”
“Önce içine ettim onunda bu dünyanın da. Sonra çaresiz çıktım işte yola. Bir de şu kan çıktı başıma, korktu şişko herif attı beni arabadan iyi de oldu ama biliyor musun? . Sorsana niye diye. Hadi sor sor çekinme”
Kertenkelenin kulağına eğilir gibi yaptı kız ve fısıldadı.
“Kesin benle yatmak isteyecekti pis herif”
Dedi. Sonra da gülümsedi.
“Traji komik bu olsa gerek”
Dedi kendi kendine. Hava iyice kararmaya yüz tutmuştu. Kız böyle ortalık yerde geceyi geçiremeyeceğinin farkındaydı. Toparlandı, bir ağaç kovuğu falan idare ederdi Onu bu gecelik. Gündüz nasılsa yürür bir şeylerle karşılaşırdı.
Tam gidecekti kertenkeleye baktı. Hala kıpırtısızca orada duruyordu. Yaklaştı yavaşça aldı onu eline. İlk kez bir kertenkeleye dokunuyordu bu korkusuzluğunun sebebini kendisi bile anlamamıştı. Onu çantasına yerleştirdi güzelce ve hızlı adımlarla yoldan ayrılarak yürümeye başladı.
“Evet burası işimi görür işte”
Dedi kız kendi kendine. Dev bir ağacın önünde duruyordu. Kim bilir kaç yıllıktır diye düşündü. Gövdesinde kocaman bir boşluk oluşmuş yılların eskiliğini üzerinde taşıyordu.
“Güzel üçlü olduk”
Dedi ve gülümsedi.
“Ağaç, kertenkele ve ben”…
Çantasından kertenkeleyi çıkarttı. Yanına koydu. Hayvan öylece duruyordu. Çantasında bir iki kurabiye kırıntısı kalmıştı bu O nu sevindirdi.
“Uyuyalım dostlar”
Dedi.
“Uyuyalım ve unutalım. Sabah kalktığımızda her şey daha güzel olsun”.
Çantasını yastık yapan kız anında derin bir uykuya daldı.

*
“Uyan sevgilim, hadi uyansana uykucu böcek, saat kaç oldu. Kahvaltı yapalım çok acıktım. Hadi ama sevgilim”…
Öpmek için kızı çeviren genç birden irkildi. Geriye attı kendisini. Kızın ağzından kan gelmişti ve yüzü buz gibiydi.
“Olamaz”
Dedi genç.
“Bu olamaz”
Odadan çığlıklar atarak çıktı. Yatağın yanında kızın çantası duruyordu. Ağzı açılmıştı. İçinden bir kertenkele çıktı ve öylece kıza baktı. Yere bir iki kurabiye kırıntısı ve bir iki kurumuş yaprak döküldü………..?bb