sen,
asansör içinde arzu edilen tuşa basılarak çıkılan
gökleri delen apartmanların kaçıncı katından bakıyorsun hayata
gördüğün nedir
üzeri cilalı betonlar
ve
ışıkları yansıtan camlardan başka

senin kaldırımların yorgun düşer kalabalıkları taşımaktan
her akşam,
üstüne farklı elbiseler arar burun kıvırdığı gardırobunda

zamanla girdiğin her yarışı kaybetmemek adına
aklını kiraya verdiğin o telin faturaya yansıyan bedelini
otomatik ödeme talimatıyla öderken bir yandan
diğer yandan aynı aklın kurduğu popüler zil sesi
koşullu güdüleyecek bedenini


senin şehrinde her mevsim indirim sezonu
metalik seslerle anons ediliyor her mevsimin sezon sonu

para diyorum
sürümden kazansın diye elden ele
ve parayla beraber el değişirken kimyası bozuk ruhlarla dolu bedenler
merdiven altı sloganlar devşirilir algıya yön verenlerce

bir zaman sonra
şehrin demir başlarınca
zimmete alınacak varlığın

çık şimdi balkona
kapa gözlerini

yarım nefesle dolsun ciğerin

ve bu defa
şehir seni dinlesin..