TUTUMLUMUYDUK,YOKSULMUYDUK?
Şöyle bir düşünüyorum da.Nereden nereye geldik.
Daha önce bahsetmiştim.Silgiyi boynumuza taktığımız,kalemi günlük boy kontrolünden geçirdiğimiz,siyah önlük giydiğimiz,bez çanta taktığımız günlerden geldik.Bir silginin değeri nedir.Şimdi kokulu silgiler var.Çocuk yanlışını silmek için değilde parfüm koklamak için alıyor.Çilek kokulusu ,muz kokulusu daha daha neler.
Yerli malı ve tutumluluk haftası vardı.Sıranın üstüne sererdik desmalı,dökerdik yemişleri üstüne ağzımız sulanarak yerdik.Şimdi okurken iç geçirmişsinizdir. Şimdi yerli malları yok zaten .olsada getirilenlerden yerli malı yok ki.
Bir tarafta tutumluluğu anlatırken,bir tarafta çeşitli reklam araçlarıyla tüketime çağıran dev şirketler.Başarabilir misin.Ki bizide alıştırdılar tüketime.
Halamın kocası (rahmetli oldu)arkadaşlarıyla ot biçmeye gitmişler.Bir süre sonra susamış.Su derenin diğer tarafında.Atlamış senekten su içmek içim.Ekin saplarından biri ayakkabının altından girip üstünden çıkıyor.Ağlamaya başlıyor.Tırpanını bırakan koşuyor.Ayakkabısını çıkarıyorlar.Ekin sapı ayağının üstünden çıkmış.Çıkarmışlar ayağını yıkamışlar.Bir saat geçmiş hala ağlıyor.Evli barklı adam niye bu kadar ağlıyor.Merak etmişler.Birisi sormuş .Hala ağrıyor mu?demiş.
-Ağrımır demiş.
-Ee niye ağlıyırsan
-Görmürsen galoşum yırtıldı galoşum.demiş.
Dahada neler neler göreceğiz.
Saygıyla. H. Işık