Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
ahmet şahin
ahmet şahin

KADERİM OLAN GENÇ KIZ-1

Yorum

KADERİM OLAN GENÇ KIZ-1

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1075

Okunma

Okuduğunuz yazı 9.1.2018 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

KADERİM OLAN GENÇ KIZ-1


Tam olarak ne zamandı bilmiyorum. 1988 yıllarının başı diye hatırlıyorum. Olayı çok net hatırlıyorum ama hastanın adını çok düşünmeme rağmen bir türlü hatırlayamadım. Nasıl hatırlayım ki; üstünden yıllar ve çok hadiseler geçti…
Kliniğe, Viral Ensefatit ( virüse bağlı beyin enfeksiyonu) tanısıyla bir ergen kız getirildi. 14-15 yaşlarındaydı.. 1.50 boylarında, 40 kilo kadardı. Şuur kapalıydı. Nefes alamadığı içinde suni solunum cihazına bağlıydı. Omuzlarına düşen saçları, ok gibi kirpikleri, karakaşı, beyaza kaçan teniyle uyuyan prenses gibiydi… Yatağa nasıl koymuşsak öyleydi.. Kalıp gibi.. Hiçbir hareketi yoktu..
Camdan süzülen ışıkla birlikte daha da bir güzelleşiyordu.. Masumluğu ayrı bir hava katıyordu. Odada süzülen iki kişi daha vardı; annesi, babası.. Kızımız yatakta hiç bir şeyden habersiz komadayken, onlar ayakta çaresizliğin ızdırabını çekiyorlardı.. Öyle vurmuştu ki çaresizlik yüzlerine, sanki maske takmışlardı.. Yüz hatları gergin ve son derece donuktu.. Bakışları, kızlarına sabitlenmiş, arasıra gözlerinden akan yaşlar olmasa mumya zannedileceklerdi.
Kadıncağız kim bilir ne zaman doğurmuştu kızcağızı? Nasıl ve ne ümitlerle doğurmuştu? Büyümüşlüğünü seyrederken kim bilir ne hayaller kurmuştu? Ama ya şimdi.. Hayallerle büyüttüğü prensesi uyanacak mıydı acaba? Anne deyip sarılacak mıydı? Gözlerden yuvarlanan yaşlar pek umut dolu bakamadıklarını anlatıyordu… Belki de çocukları günbegün ellerinden kayıyordu.
Bense haftalık nöbetteyim.. Cuma günü girdiğim nöbetten öbür cuma çıkacağım.. Onlarca hasta ve bu hastaların sorumluluğu korkunç ağırlık veriyor. Hele bu kızın ağrılığı hepsine bedel.. “ Körpecik “ diyorum içimden “ aç gözlerini kalk yürü “ diyorum.. Bunu diyorum ama ümitsizliğimde yok değil..
Bu kız ilgi odağım oldu.. Belkide, kendi asistan doktoru olmasına rağmen onu sahiplendim… Günde kaç kez uğruyorum.. Belli değil.. Zamanımın çoğunu onda kullanıyorum. Aklımın çoğuda onda.. Hem onda hem de ana, babasında… Sanki kendi evladım orada yatıyor.. Klinik boşalınca hemen dosyayı kapıp odasına gidiyorum.. Bir dosyaya bakıyorum, bir hastaya yapılacak başka bir şey varmı diye… Bakıyorum hepsi yapılıyor, eksik yok. Ama kızımız o masum uykusundan uyanmıyor..
Zaman, zaman anne-babasıyla sohbet ediyorum.. Onları teselli etmeye çalışıyorum.. Onlara ümit vermeye çalışıyorum. Bakıyorum nafile.. Boş gözlerle beni dinliyorlar.. Karamsarlığın ve çaresizliğin her türlüsü onlarda yaşıyorum..
Gecenin sessizliği yine yemek araba tekerlerinin gıcırtısıyla bozuluyor..Sabah Gülhane’nin arka park yerine gelen servislerle beraber bir uğultu başlıyor. İnsanlar akın akın kliniklere dağılıyor.. Kimi kahkahalarla, kimi de beynindeki ağırlıkla koridora oradan soyunma odalarına geçiyor. Biraz önceki renk cümbüşü yerini beyazlara bırakıyor.. Herkes bembeyaz; pantolonlar, etekler, önlükler.. Pırıl pırıl gözüküyor.
Vizit saati başladı.. Hoca tek tek hastaları gezecek.. Hastanın asistan doktorundan bilgiler alacak, veya tedaviye yön verecek.. Bir taraftan doktorlar, bir taraftan hemşireler koşuşturuyor.. Derken Kliniğin büyük kapısı açıldı, kliniğin en büyük hocası.. Prof. Dr. Fikri KOCABALKAN içeri girdi.. Yanında baş asistan vardı bizlerde peşine takıldık.. Oda oda dolaşmaya başladık..
Derken kızımızın odasına geldik. Asistanı Dr. Ali Şengül hastanın durumunu anlattı.. Laboratuvar neticelerini söyledi.. Herkes hastaya bakıyordu.. Eminim birçok insanın içi burkuluyordu. Bir ara hafif sessizlik oldu.. Kişiler belkide söyleyecek söz bulamıyordu.. Belkide sözün tam manasıyla bittiği yerdeydik.. Bazı doktorların derin iç çekmeleri o sessizlikte yankılanıyordu.. Doktor Levent Doğancı’ nın yorumuyla sessizlik bozuldu.
-Hocam; Hastamızın durumu ağır.. Artık geriye dönmez
Odanın bir köşesine büzülmüş, refaktçi anne-babanın gözleri kaydı gitti.. Yine karanlığa dalmışlar, yaşarken ölümü tatmışlardı. Yine de bir umut diyerek Fikri hocaya döndüler. Hoca onlara bakarak;
-Tıbben elimizden geleni yaptık. Bundan sonra yapacak birşeyimiz kalmadı.
Kadıncağızın gözleri kıpkırmızı oldu, buğulandı.. Dudakları titriyordu.. Zaman zaman dudaklarını ısırıyordu.. Elleri kenetlenmiş, parmaklarını şuursuzca bir oyana, bir bu yana çeviriyordu.. Yine hoca;
-Cihazı çekeceğiz artık… Son defa dünya gözüyle görmek isteyen akrabalarınız varsa gelsin görsünler.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kaderim olan genç kız-1 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kaderim olan genç kız-1 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KADERİM OLAN GENÇ KIZ-1 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU, @aysegul-akdag-barutcu
10.1.2018 16:56:28
Gözlerim yaşardı, titredim. Allah'tan ümit kesilmez.
Kaleminize sağlık.
Mevlüt GÖZDE
Mevlüt GÖZDE, @mevlutgozde
10.1.2018 15:13:51
Allah hiç bir ana babaya, hiç bir kimseye bu acıyı yaşatmasın.

Vaha Sahra
Vaha Sahra, @vaha-sahra
10.1.2018 12:34:35
Belki de yaşar....

Mucizelere ihtiyacımız vardır böyle zamanlarda... Kimbilir, belki de yaşar...

His!
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
9.1.2018 22:54:02
10 puan verdi
ne diyeceğimi bilemedim. hissettim gerçekten çok acı.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL