Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Mavilikler
Mavilikler

Uyuyan Öfke

Yorum

Uyuyan Öfke

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1057

Okunma

Okuduğunuz yazı 13.12.2017 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Uyuyan Öfke

Uyuyan Öfke

Çocuklar bağrışıyordu dışarıda. İçerideyse başka türden bir bağrışma vardı. Burada da çocuklar vardı gerçi ama bağıran onlar değildi. Aksine sessizlikleri yoğun bir kütle olmuş, kapamıştı yüzlerini. Baba dedikleri o adam önündeki masada devrilmiş boş şişeden az önce içtiği o sıvının yarattığı bulutsu perdenin ardından zar zor seçebildiği şekillere nedenini bilmediği kocaman öfkesini kusup duruyordu. Zaten o öfke değil miydi o boş şişeyi bu odaya getirip de dünyalarının tam merkezine koyan?


Odadaki iki çocuk sus pus olmuş, başka çocukların böyle şişelerin merkezde olmadığı bambaşka bir dünyadan yolladıkları sesleri dinlerken, anne dedikleri kadın da buradaki herkes gibi tüm kimliklerinden sıyrılmış; bilincini yitirmiş bir adamı kuşatan o duvarların ardında çırpınıp duran kocasının ne zaman sızıp kalacağını soruyordu kendine. Şimdiye dek çoktan devrilmiş olmalıydı divana. Devrilsindi ki her zamanki akış devam etsin, dışarıdaki çocukların bağırışları çok da uzak bir yere ait sesler gibi gelmesindi çocuklarına.


Bilsinlerdi ki onlar da az sonra çıkabilecekler dışarı, o seslere kendilerininkini de katıp “biz de çocuğuz” diyecekler... En çok da kendilerine söyleyeceklerdi bunu. İhtiyaçlardı vardı bunu söylemeye çünkü. Bunu unutturacak öyle çok şey vardı ki bu evde!


İşte devrilmişti kafası adamın, çocukların sabah ‘baba’ dedikleri. Kadın boynu tutulmasın diye yerinden kalkacak oldu... Yastığı düzeltmek, adamın başını daha rahat bir pozisyona sokmaktı niyeti.


Tam yaklaşmıştı ki adama; eli havada kaldı birden. “Ya ayılırsa Allah’ın belası?!” dedi. “Ya çocuklar yine o ölüm sessizliğine bürünürse..?”


Çocuklar o sızdığından beri mırıl mırıl konuşuyorlardı oysa. Hatta bir ara güldüler bile bir şeye. Neydi o şey, öyle merak etti ki kadın! Bu odada öyle yoğun bir bulut vardı ki ötüyordu her şeyi karaltısıyla. Onlar o karanlıktan nasıl çekip çıkarmışlardı o gülünecek şeyi?


Yoksa o bulutsu duvar çoktan çekilmişti de kendisi mi zihninde yaratıyordu onu? Büyükler çocuklar kadar kolay kovamıyordu belki de görünmez kütleleri. Çocuklarsa onları oraya diken her neyse ortadan kalktığı an hatırlamıyorlardı bile ne duvarı ne de harcını... Hemen o olmadan önceki yerden devam ediyorlardı akışa.


Ama yetişkinler bu kadar kolay unutamıyorlardı maalesef. O duvar olsun olmasın fark etmiyordu onlar için. Şu an orada olmasa bile bir anda yine peydah olmayacak mıydı tüm heybetiyle? Bu diken üstünde olma hâlinde, onun yine karşıya dikilivermesini beklemek de başka türden bir duvar dikmiyor muydu zaten?


Elini geri çekti kadın. Hayır, göze alamazdı bunu. Küçücük bir temas ayılmasına neden olabilirdi bu uyuyan öfkenin.


Evet, bu sızmış kalmış adam kocası falan değildi. Uyuyan kocaman bir öfkeydi o. Değil dokunmak, nefesini bile hissettirmeden çekip gitmeliydi yanından. Az sonra çocuklara dışarı çıkmalarını söyleyecekti.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Uyuyan öfke Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Uyuyan öfke yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Uyuyan Öfke yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Gule
Gule, @gule
14.12.2017 17:14:53
Bazı evlerin duvarları acının en koyu rengi siyahla boyanır...ama bir anne havayı içeri bırakan bir pencereyi hep açık bırakır...

anlamlı bir yazıydı...tebrikler...
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
14.12.2017 16:10:51
Ne güzel bir duygu ki; böylesi değerli eserlerle yol alıyoruz ve evet, sevgili Ayşegül Hanıma tüm yüreğimle katılıyorum.

Nadide kaleminizle eşsiz bir duygu seliydi sevgili yazarım.

Sizleri çok seviyor ve takdir ediyorum.

Tüm samimiyetimle kutluyorum.

Sevgilerimle yürek dolusu...

Gülüm Çamlısoy tarafından 12/14/2017 3:48:52 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU, @aysegul-akdag-barutcu
14.12.2017 12:18:04
Bu siteye iyi ki kayıt oldum, sizin gibi kaliteli yazarları tanıma, okuma fırsatım oldu.
Çok güzel anlatımdı; kaleminize, yüreğinize sağlık.
DemAN
DemAN, @deman
14.12.2017 11:34:09
Uyuyan dev; ayılmadan önce çocuklar "devsiz" bir ortamda çocukluğunu yaşasınlar oysa baba onların kalesi olmalıydı.

Değerli yazar, günümüzün bir kanayan yarasını dile getirirken çocuklara, kadınlara ve hatta hayvanlara şiddetin her alanda hatta çoğu zaman özel yaşam alanlarımızda olduğunun sadece bir karesini dillendirdiği gibi görseleştirmişti de.


Yazarın tüm yazılarını beğeniyle okurum ve güne gelmesi iyi olmuş...


Teşekkürler hocam

DemAN tarafından 12/14/2017 2:38:53 PM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL