Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
 sultan-ı yegâh
sultan-ı yegâh

BAŞ KÖŞE

Yorum

BAŞ KÖŞE

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1206

Okunma

BAŞ KÖŞE



Herkesin bildiği bir doğrusu mutlaka vardır
Hiç bir terazinin tartamayacağı
Hiç bir engelin ortadan kaldıramayacağı...

sevgi batbay özçelik






Hayat aslında çok uzun olmasa da bir maraton koşusu benim için. Yaşarken mücadele şart. Yerine göre tepki de vermeli insan tavır da sergilemeli. Doğruları saptırmadan bir şeyler anlatılacaksa eğer ne duygular ne de sayfa üzerine döktüğü kelimeler amacını aşmamalı insanın. Ya da şöyle söyleyim en azından o insanlara cevap hakkı doğurmamalı diye düşünüyorum yazdıklarının ve söylemlerinin.
Bu yaşa kadar kimseden menfaatimi ön plana çıkartarak bir bekleyiş ve davranış şekli içine girmedim. Yani ne nabza göre şerbet verdim ne de haksız yere üzerlerine gittim. Yani bana dokunmayan yılan çok yaşasın felsefesi uygulamadım. Ha bu arada doğrucu Davut musun..? diye sorma ihtiyacı da hissedebilirsiniz bana, hatta sana ne..? de diyebilirsiniz. Ama düşünce tarzımı etkileyemezsiniz... Düzgün çalışan bir mantığım ve korkusuz yüreğim olduğu müddetçe bu böyle.
İnşallah bu durum ölene kadar da devam eder bildiğim doğrulardan taviz vermeden. Hayatım boyunca gördüğüm yanlışlıklarda tepkimi kâh sinirlenerek kâh sakinliğimi koruyarak verdim. Faturası ne olur demedim, bu bana kaçar patlar diye de düşünmedim. Kimler sırtını döner kimler bana dost olur hesabı yapmadım. Pahası ne olursa olsun ne lafımı esirgedim ne de suskun kalmayı becerebildim.

Şimdi gelelim asıl meseleye çocuk...

Baş köşeye ayakkabılarını çıkarmadan oturmaya.
Yani dayına
Ve de annene
Senin saygı mı, sevgi mi korku mu bilemediğin duruma. ( bizde büyüğe saygı vardır hele de bu kıymetli bir insansa herkese bir yardımı dokunmuşsa ve bunu kimsenin başına kakmadan gözüne sokmadan yapmışsa değerlidir bizde)... Ailesine babalık ve ağabeylik yapmışsa hakkı da ödenmez hiç bir şekilde.Hem de çok değerlidir gözümüzde.
Belki de bu değer senin idrak edemeyeceğin kadardır.
Ne hikmetse anlayamadım, yazında yerdin mi yoksa adı geçsin diye mi girişi “o” insandan bahsederek yaptın bilemedim açıkçası. (Küçük bir hatırlatma oğlu yani en büyüğü çok üzüldü babasından öyle bahsetmiş olmana.)
Güya Almanya’nın sokaklarının çok temiz, ve de bu temizlik işlerini Türklerin yapmış
olmasına o yüzden papuçlarla eve girme diye bir alışkanlığın olmasına... Evet o dönemler böyleydi çoğu kişi de böyle davranıyordu, bu davranış bir tek dayına has değildi. Belki de işin kolayına kaçma, tembel bir davranış şekliydi. (Bizim eve geldiğinde de yapıyordu mesela, ama anılarımda onun iyiliklerini yok sayıp kendisinden bu şekilde bahsetmezdim asla.) Yine o dönemler Almanya’ya gelme şansına sahip kişilerin çoğunluğu kırsal bölgelerden gelenlerdi bilindiği üzere, eğitim düzeyinin çok düşük olduğu kalifiye işçilerin parmakla gösterildiği bir dönemdi. Sokak temizlemekten başka şansları da yoktu ister istemez yapıyorlardı. Şimdi ise aradan onca yıl geçmiş eğitim düzeyi yükselmiş insanlar bilinçlenmiş mühendisler, mimarlar, politikayla ilgilenen binlerce kişi yetiştirmiş yabancı olmanın esaretinden kurtulmuş başı dimdik bize gurur veren türk toplumu var karşımızda... gel gör bakalım sokakları şimdi kimler temizliyor...
Tabiki de insan ne geldiği yeri ne de soyunu sopunu unutmamalı unutturmamalı..!
ne de haksız yere yargılanmamalı davranış şekli yönünden.


Birde şu;
Duygularını dile getirirken o beklenmedik talihsiz kazada ani bir ölümün olması senin canından parça koparılırken bir kişinin omuzuna dokunması ve diğer acını paylaşanları gözünün görmemesi...
(Haklısın belki de o an ki ruh halinle böyle düşünmüş olabilirsin.) onun yerine hep bir yürektik herkes çok üzgündü diyebilseydin keşke.
Bizde oradaydık emin ol en az senin kadar üzgündük çocuk.



sevgi batbay özçelik

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Baş köşe Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Baş köşe yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BAŞ KÖŞE yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Yeşil Mavi
Yeşil Mavi, @yesilmavi1
24.10.2017 15:18:15
Güzeldi! Elinize sağlık!
İ.Çamalan
İ.Çamalan, @i-camalan
24.10.2017 12:15:29
İnsan içinde yaşadığı aile, bulunduğu sosyal çevre, toplumsal kurumlar
ve gruplar insan davranışını etkiler.
İnsan davranışının arkasındaki toplumsal faktörleri analiz eder, açıklar.
İnsanın nasıl giyineceği, nasıl konuşacağı, hangi saatlerde ve ne tür
yemekler yiyeceği, ailesine nasıl hitap edeceği, bir cenazede/düğünde/
törende/ sinemada nasıl davranacağı, otoriteyle ilişkilerinin nasıl olacağı
toplum tarafından şekillendirilir.
Bireye değer, tutum ve davranışlarımızı şekillendiren, alışkanlıklarımızı
belirleyen toplumsal faktörler bulunmaktadır.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL