KRAVAT
Hikmet Abi terzidir. Çok güzel elbise diker. Sessiz, sakin, tatlı dillidir.
Canpolat yağız bir delikanlıdır. Biraz geç evlenmeye karar vermiştir.
Hemen düğün hazırlıklarına başlar.
En güzel elbise diken Hikmet Ağabey’in kapısını çalar.
-Selamün aleyküm.
-Aleküm selam, buyrun.
- Evleneceğimde bir elbise diktirmek istiyorum.
-Tamam.
Tabi hayırlı bir iş olunca Canpolat’ın elbisesini hemen diker.Canpolat, kız tarafının gönderdiği gömleği, kravatı, mendili ve ayakkabıyı prova yapmak üzere Hikmet Ağabeyin yanına gelir. Elbiseleri giyer. O sevinçle aynanın karşısına geçer.
-Teşekkür ederim Ağabey, eline sağlık fakat ben kravat bağlamayı bilmem.
-Ben bağlarım.
O akşam kına gecesidir. Akşam yatarken kafada biraz kocaman olunca çıkarırken kravatı çözülür. Yarın düğün olacaktır. Bir türlü kravatı bağlayamaz. Hikmet Ağabeyi bulur ve kravatı tekrar bağlatır.
-Valla ağabey kravatla yatacağım.
-Yok yok bu sefer biraz kısa bıraktım çıkarırken dikkat et.
Düğün olur ertesi gün Hikmet Ağabey Canpolat’ı tebrik eder.Canpolat Hikmet Ağabey’nin kulağına eğilir.
-Ne olur ne olmaz o gece kravatla yattım!
Yusuf Yılmaz