4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1264
Okunma

İstanbul 2012 yazından bir kare...
Geçen yaz eski bir dostu yitirmiş gibi boynu bükük kaldı anıların...
Gar suskun...
Raylar suskun...
Asılı kaldı siyah beyaz düşler...
Biriken özlemler...
Oysa her yaz onunla başlardı yolculuğum...
İçimdeki o küçük kaçak yolcu çocukla...
Şimdi bakarken o fotoğraflara...
Uzayan paslı raylara...
Daldım gittim çok, çok uzaklara...
Bakırköy, Yeşilyurt, Yeşilköy...
Yeniden dedim o yolculuk başlasa...
Binsem emektar trenin bir vagonuna...
Yol alsam eski günlere...
İstasyonlar uzaktan gözükse...
ve yazların eski güzelliği...
Düşlerde eski anılar...
Tanıdık kokular...
Karşımda deniz...
Bir var olup ,
Bir yok olan...
Benimle sanki saklambaç oynayan...
Kim bilir kaç kez yolculuk ettim...
Kim bilir o tren istasyonundan kaç kez bindim...
Unutulsa da sayılar...
Unutulmuyor anlar...
Bazen gülümseten ...
Bazen düşündüren...
Şimdilerde ise özlenen...
Her istasyonda değişen, eklenen yüzler...
Bir şeyler satmak için söylenen maniler...
Farklı hayatlar...
Farklı anılar...
Yolcular...
İstasyonlar...
Artık geçmiş zamanda yolcular...
Sirkeci den bir tren kalkar...
İçimdeki o çocuk el sallar.