Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Abdullah Çevik
Abdullah Çevik

BİR MUCİZENİN ADI : ERİC HOFFER

Yorum

BİR MUCİZENİN ADI : ERİC HOFFER

6

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2712

Okunma

BİR MUCİZENİN ADI : ERİC HOFFER

O’nun yaşam öyküsüyle ilk defa lise yıllarımda karşılaştım. Aradan geçen 20 yıllık zaman zarfında, ne zaman yerleşik eğitim anlayışının aşılabilirliği ve bir insanın azim ve gayretinin varacağı merhaleler söz konusu olsa, ilk onun adını hatırladım. O’nun yaşam öyküsünü, hayata bakışımda köklü değişiklikler yaratmasa da, sorgulamalar doğurduğu inancıyla hep aklımda tuttum. Hoffer’in aşağıda yer alan biyografisi, “Kesin İnançlılar: Kitle Hareketlerinin Anatomisi” adlı kitap esas alınmak üzere, muhtelif kaynaklar karşılaştırılarak hazırlanmıştır.

Yeni bir kimlik arama isteği olmasa bile sadece benliğini reddediş, gittikçe artan taklitçiliğe yol açar. ERİC HOFFER

Almanya’dan Amerika’ya göç etmiş yoksul bir Yahudi ailenin çocuğu olarak, 1902’de, New York’ da dünyaya geldi. Henüz yedi yaşındayken annesini kaybetti. Aynı yıl bir kaza sonucu gözleri kör oldu. Kendileri gibi Almanya’dan göç etmiş bir kadının bakımına muhtaç yaşamaya başladı. Onbeş yaşına geldiğinde inanılması güç bir olay gerçekleşti ve kendiliğinden görme yeteneğine kavuştu. Okula hiç gidemedi ama yeniden görmeye başlaması okuma arzusunu kışkırttı. Evde bulunan babasına ait kitapları, günde on iki saat sürdürdüğü okumalarla inceledi. Bir kitapçıda kitapları seyrederken Dostoyevsky’nin Budala adlı eserini gördü. Kör iken babasının “bu budala çocuktan ne hayır gelir” sözünü hatırladı. Evdeki bozuk para kâsesinden aldığı parayla Dostoyevsky’nin eserini temin etti. Bu kitap, onun okuma aşkını bütünüyle kamçıladı; ve Hoffer, o kitapçıda bulunan kitapların tamamını okudu. On sekiz yaşını yaşarken babasını yitirdi. Kendisine kalan üç yüz dolarla, yoksul insanlar için daha fazla imkanların bulunduğu California eyaletine göç etti. Los Angeles Merkez Kütüphanesi’ne yakın bir yerde ucuz bir oda tuttu ve sürekli okumaya yöneldi. Parasızlık onu açlıkla yüz yüze getirince işportada meyva satıcılığına başladı. Zihnini fazla meşgul eden bu işi bırakarak bir demir boru ambarında kendine iş buldu. Bu iş de onu tatmin etmedi. Tarlalarda ırgatlık yaptı. Bir müddet işsizler kampında yaşamayı tercih etti; ve daha sonra maden işçiliğine yöneldi. Dağlarda çalışan maden işçilerinin, ağır kış şartları nedeniyle kulübelerden çıkamamaları bazen haftalar sürüyordu. Bu fırsatı değerlendiren Hoffer, Montaigne’nin denemelerini okudu. Denemeler, onun üslubunu ciddi anlamda etkiledi. Göçmen ailelerle ilgili olarak bir mecmuanın anketine okuyucu mektubu gönderdiğinde otuz altı yaşındaydı. Yayınlanmayan bu mektup elden ele dolaşarak ciddi bir ilgi uyandırdı. Kırk yaşında, yerleşik bir çalışma imkanı buldu ve San Fransisco Limanı’nda hamallık yapmaya başladı. Bu dönemde kendine tuttuğu bir odada okumalarını sürdürürken yazma eylemine girişti. Kırk dokuz yaşına geldiğinde, Kesin İnançlılar: Kitle Hareketlerinin Anatomisi adlı eseri yayınlandı. Eserinin yankıları sürerken İnsan Aklının Hırslı Dönemi, Değişimin Sıkıntıları, Zamanımızın Çılgınlıkları adlı kitaplarını yazdı. Eserlerini kaleme aldığı dönemde de limandaki hamallık işini bırakmadı. Hatta artık ek bir işi de vardı. California Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde danışmanlık görevini üstlenmişti; ama bütün bu olup bitenlerden limandaki hamal arkadaşlarına hiç söz etmedi. Hoffer’in kitapları 13 dile çevrildi. Kesin İnançlılar adlı eseri milyonlar sattı ve siyasal bilgilere yardımcı kitap olarak okutulmaya başlandı. 1967 yılında Amerika’nın en büyük televizyon yayın teşkilatı olan CBS ulusal şebekesinde programa çıkan Hoffer, o günden sonra eski hayatına veda etmek zorunda kaldı. Limandaki hamallık işini bıraktı. Konferanslar vererek ve yılda bir defa televizyon proğramına çıkarak hayatını sürdürdü. Şöhretin yarattığı kaygıyla ziyaretten çekindiği hamal arkadaşlarını “benim onlardan başka arkadaşım yok” diyerek sürekli hatırladı. Ölümünden bir yıl önce, ABD’nin en yüksek sivil nişanı olan Başkanlık Özgürlük Madalyası, Hoffer’e verildi. 1983’de San Francisco’da öldü. Eric Hoffer, yalnızca bir filozofun değil, aynı zamanda bir mucizenin adıdır.

Eric Hoffer Diyor ki;

Çevreleri tarafından korkutulmuş kişiler, durumları ne kadar kötü olursa olsun değişiklik düşünmezler.

Geleceğe ait bir inanç olmadığı ve büyük nimetler vaad eden öğeler taşımadığı müddetçe hiçbir inanç kuvvetli değildir.

Bir şikayetin en şiddetli olduğu zaman şikayet konusunun ortadan kalkma ihtimali belirdiği zamandır.

Hürriyetsiz eşitlik, eşitliksiz hürriyetten daha dengeli bir toplum düzeni yaratır.

İçindeki yaratıcılığın gittikçe kuruması sebebiyle gerileyen yazar, sanatkar veya ilim adamı, ergeç ateşli vatanperverler, ırkçılık simsarları ve mukaddesatçılar kamplarından birine sürüklenecektir.

Bir kimse ne kadar çok bencil ise hoşnutsuzluğu da o kadar şiddetli olur.

* Bir yönetim, ehliyetinin sınırlarını aştığı halde iktidarda kalabilmişse, o yerde ya hiçbir aydın sınıfı yoktur ya da iktidarlar ile söz ustaları arasında sıkı bir anlaşma vardır.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bir mucizenin adı : eric hoffer Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir mucizenin adı : eric hoffer yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR MUCİZENİN ADI : ERİC HOFFER yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
sa
sabri ayçiçek, @sabriaycicek
29.9.2008 23:59:35
Bana kahramanın kimdir diye sorsalar,vereceğim cevap budur:
Eric HOFFER.
"Kesin İnançlılar" kitabını kaç kez okudum ki,şu an başkalarına da okutuyorum onu.
En güzel sözlerinden biri de bence şudur:"Kalabalık,zayıf insanın güçlü taklidi yapmasıdır."
Buraya taşınmış olması güzeldi.
ans
ans, @ans
26.9.2008 20:10:41
Bu değerli paylaşım için teşekkürler.
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
26.9.2008 17:03:37
Abdullah Bey paylaşımınız için çok çok teşekkürler.
İnsanın yaradılışındaki derinliği anlamak için iyi bir vesile.
Selam ile.
sema güler
sema güler, @semaguler
26.9.2008 14:25:42
10 puan verdi

bir metinde yazılı olan yağmurları yaşamak ve sokaktaki bizi ıslatan yağmurları empirik bir olgu olarak yaşamak başkadır sanırdım belki zamanın sarartan kurutan iklimine rağmen hala dipdiri bir yağmur tanesini ellerinde tutmasaydı okurları. Eric Hoffer' dan artakalan.

ve
evet su günlerde
yüzeysel kavrayışa , kaba elleriyle yüzümüzü acıtırken bu sıkıntılı günler
iyi geldi bu metin ve anlatıkların..
sevgimle, abdullah çevik.


*Pimurg
*Pimurg, @-pimurg
26.9.2008 03:01:36
10 puan verdi
ne çok şey öğrendik
altına cümlelr doldurmak için bir daha okunacak
yeni cümleler düşülecek satırlara
kaleminiz daim olsun
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş, @ahmetbektas
26.9.2008 01:03:29
"Aklın yolu birdir"
---
Yeni bir kimlik arama isteği olmasa bile sadece benliğini reddediş, gittikçe artan taklitçiliğe yol açar. ERİC HOFFER
---
"İlim kendin bilmektir" Yunus
Göründüğün gibi ol, olduğun gibi görün ; kendin ol...

Taklit intihardır.
-----------
* Çevreleri tarafından korkutulmuş kişiler, durumları ne kadar kötü olursa olsun değişiklik düşünmezler.

Korku kültürü ile eğitilmiş toplumların hali.
Ortadoğu

* Geleceğe ait bir inanç olmadığı ve büyük nimetler vaad eden öğeler taşımadığı müddetçe hiçbir inanç kuvvetli değildir.

Vaad insanları motive eder.
Kumarda, piyangoda kazanma ihtimali ve miktar katılımı tetikler.
Dini inançlarda Cennet ve ebedi hayat dini ritüellere itaati sağlar.
Kazanç ihtimalinin fazla olması çalışmayı teşvik eder. Sömürülenlerin şevki kırılır. Tembelleşir. Kölelik gelir.

* Bir şikayetin en şiddetli olduğu zaman şikayet konusunun ortadan kalkma ihtimali belirdiği zamandır.

Çünkü insanların ekserisi tırsıktır, şikayet edemez. Şikayete konu olan hal kuvvetini yitirince başlarlar itiraza...
Köpeğin kaçana saldırması örnek olabilir. Üzerine cesaretle gidersen tırsır.

* İçindeki yaratıcılığın gittikçe kuruması sebebiyle gerileyen yazar, sanatkar veya ilim adamı, ergeç ateşli vatanperverler, ırkçılık simsarları ve mukaddesatçılar kamplarından birine sürüklenecektir.

Dehasını yitiren slogana sarılır...

* Bir kimse ne kadar çok bencil ise hoşnutsuzluğu da o kadar şiddetli olur.

"Veren el alan elden üstündür."
Almaya proğramlanan insanların başkalarına vereceği hiç bir şeyi yoktur. Neşe, aşk, gülücük, selam, vb.
Hep almaya alışanı mutlu etmek de mümkün değil. Çünkü alış-veriş karşılıklı olursa şevkli ve devamlı olur. Merhaba diyerek güler yüz gösterdiğiniz kişi cevap bile vermeden başını çevirse devamı gelmez. Kendi iç karamsarlığı hep almaya proğramlı oluşu yüzünden sevilmez. Sevilmeyince de mutlu olamaz.


* Bir yönetim, ehliyetinin sınırlarını aştığı halde iktidarda kalabilmişse, o yerde ya hiçbir aydın sınıfı yoktur ya da iktidarlar ile söz ustaları arasında sıkı bir anlaşma vardır.


Hal ortada...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL