10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
796
Okunma
Adının ilk harfinin büyük yazılması bir insanı özel yapmaya yeter mi yoksa özel olması için daha farklı özelliklere mi sahip olmalıdır…
/./…/./
Sorularım var, heybemde biriktirdiğim ve sürekli kafamı kurcalayan…
Herhangi bir kurumun, oturunca insanı kendisine hapseden koltuğuna yerleşmiş bir insan mıdır daha özel olan yoksa onu o koltuğa asıl getiren insanlar mıdır daha önemli olan…
Muammalarla dolu bir hayat yaşayıp servetine servet katan purolu bir patron mudur daha fazla saygı gösterilmesi gereken yoksa şu bizim sokağın köşesinde simit satarak para kazanmaya çalışan yaşlı amca mıdır saygıyı daha fazla hak eden…
Yükseldiğinde aşağıda kalanları hemen unutan insanlar mıdır alkışlanmayı hak eden yoksa yavaş yavaş yükselmek pahasına aşağıdakileri de yanında götürenler midir alkışlanması gereken…
Herkesin kendisine saygı göstermesini bekleyen ama saygının ne demek olduğunu bilmeyen bir zengin midir saygı gösterilmesi gereken yoksa her şeye rağmen o zengine yine de saygı gösteren bir fakir midir asıl saygıyı hak eden…
Yapması gereken bütün görevleri bir kenara itip kendi keyfine bakan bir müdür mü tebrik edilmeli yoksa müdürün odasına girerken ürkek tavırlarla ceketinin düğmelerini ilikleyen, aynı zamanda da kendisine verilen her görevi karşılık beklemeksizin yerine getiren bir memur mu tebrik edilip omuzlara çıkartılmalı…
Dostlar alışverişte görsün mantığıyla ve fakir doyurmak amacıyla sofra kurdurup sonra da kendi eşi dostuyla ziyafet çekene mi denir yardımsever yoksa cebinde sadece iki ekmek alacak parası olmasına rağmen bir ekmeği aç komşusuna veren midir asıl yardımsever olan…
Kendisini duyarlı diye gösterirken atıp tutmayı da ihmal etmeyen ama iş icraata geldiğinde ortadan yok olan bir insan mıdır duyarlı olan yoksa kilometrelerce uzaklıktaki bir insanın çektiği acıyı kendi yaşamışçasına hissedebilen midir duyarlı tanımına uyan…
Her gün yaşanan binlerce olayı halen görmezliğe gelmeye devam edenler midir insan olan, yoksa susturulmak pahasına görüp, bir de üzerine kral çıplak diye bağıran mıdır insanca yaşamayı hak eden…
Neyse… Şimdilik bu kadar soru yeter…
Bir sonraki askerimiz şehit oluncaya ya da bir sonraki bomba patlayıncaya kadar süreniz var… İstediğiniz sorudan başlayabilirsiniz… Başarılarınızın devamını dilerim…
/./…/./
İşte belki tüm bunlardan dolayı,
Ya da belki de sadece kendimden dolayı,
Her ne kadar adımın ilk harfinin büyük yazılması beni özel yapmaya zorlasa da ben tıpkı geriye kalan harfler misali basit olma çabasındayım…
…
Çok sevdiğim bir söz var, sanırım kullanmanın tam sırasıdır şu an:
Her lafa verecek bir cevabım var ama bir lafa bakarım laf mı diye... Bir de söyleyene bakarım adam mı diye... Sonra da susarım genelde…
Ve işte sustum ben yine…
Not: Bu kadar çok soruya rağmen neden hiç soru işaretinin kullanılmamış olmasının da bir nedeni vardır elbet… Fazla kurcalamamak gerek…
Ek Not: Asabi bir bünyeye sahip oluyoruz çoğu zaman, ters bir laf ettikse af ola…
Pelin…
23 Eylül 2008