Dünyaya baktığımızda sömürülen, ezilen, horlanan, bedel ödeyen, zulüm gören, dağınık bir İslam coğrafyası görmekteyiz!.. Bu coğrafyadaki milletler, ümmeti İslam hep böyle ezilen, sömürülen, yarını belirsiz, dirliksiz, kişiliksiz mi olacak? Bu İslam ümmeti, coğrafyası sahipsiz değildir ve sahipsiz bırakılamaz.

Günümüzde modern bir cahiliye dönemi ve güçlü bir emperyalizm yaşanıyor. İnsanlar ve insanlık üzerinde aklın, ilmin ve dinin önemli etkenleri azaltılarak sömürü ağı ve çarkı kurulmuş. Ne yazık ki dişliler arasında ezilenler hep Müslümanlar…

Bugün Ortadoğu ateş çemberine dönüşmüş, azgın İsrail ve Siyonizm hiçbir şey tanımaz olmuş Kudüs, Siyonist İsrail tarafından işgal edilmiş durumdadır. Siyonistlerin insanlık ve insan haklarından uzak yürüttükleri terör ve katliam hareketleriyle orta doğuda bir Siyonist devleti kuran Yahudiler, yürüttükleri soykırım ve zulüm politikalarıyla sayısız Müslümanın hayatına son vermekle kalmayarak milyonlarca Müslümanın yurtsuz kalmasına neden oldular.

Kudüs Müslümanlar için önemli olduğu kadar Yahudiler ve Hristiyanlarca da kutsal sayılır. Kudüs’e kutsallık veren yapılar Harem’i-Şerif içinde yer alır. Kentten duvarlarla ayrılan Harem’i-Şerif’te ünlü Mescidu’l-Aksa ve Kubbetü’s-Sahra bulunmaktadır. Mescidu’l-Aksa, uzun süre Müslümanların kıblesi olan, Hz. Süleyman tarafından yapılmış Beytu’l-Makdis’in yerinde yükselir. Hz. Peygamber (s.a.s)’in Miraç sırasında uğrak yeri olan bu mekanının hemen yakınında da bazı kutsal emanetlerin korunduğu Kubbetü’s-Sahra vardır. Mescidü’l Aksa’nın doğusunda ikinci Mabet ‘ten kalan duvarın bir bölümünü oluşturan Ağlama Duvarı, Yahudilerin en kutsal mekanıdır. Ayrıca Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği sanılan yerle Hz. Meryem’in mezarının bulunduğu yerde yapılan kiliseler de Kudüs’ü Hristiyanlar gözünde kutsallaştırmaktadır.

Bugün Filistin’de, Mescit-i Aksa’da zulüm ve işgal varken Arap dünyası sanki afyon yutmuş firavun, Karun gibi yaşar, bunların değirmenine su taşır olmuşlar. İslam ümmeti, zillet ve sıkıntı içinde yüzerken Arap milletinin başındakiler günü gün etme ya da günü kurtarma peşindeler. Şayet bu toplumlar hiçbir tepki ve mücadele vermezlerse emperyalizmin ağında sinek olacak, Siyonizm’in hakimiyetini kabul etmiş sömürüye, zulme rıza göstereceklerdir.

Dünyada birçok toplum ve millet, İslam ümmeti suskunken onlar Müslümanlara yapılanlar karşısında suskun değiller. Demek ki, insan olmak için sadece Müslüman olmak yetmiyor. Bakınız Kudüs konusunda Venezuela Devlet Başkanı Nikolas Madura ne diyor. “Kudüs sadece Filistinlerin meselesi mi, yoksa Müslümanları ilgilendirmiyor mu? Küdüste farklı dinlerden insanlar var. Müslümanlar sessiz nasıl kalırlar? Kimileri öldürmeye alışmışlar. Katliamlara, ölümlere sadece kınama yetmez. İnsanlık endişe duymalısınız! Uluslararası mahkeme adalete, insanlığa sahip çıkmalı, Arap ülkeleri uyanmalı…” Söyleyene mi, söyletene mi bakmalı. Sonuçta söylenenler tastamam örtüşüyor.
Filistinli kardeşlerimizin davası tüm Müslümanların davasıdır! “Güneş yedi renklidir. Ancak döndüğü, çalıştığı için tek renk görünür. Durunca yedi renk görünür. Müslümanlar durunca, dağınık olunca ayrı renklerde görülür. Birlikte çalışır, hareket ederlerse tek renk görünürler. Ona Allah’ın boyası “ denir.(Alemdar)

Artık uyanma zamanı! Müslüman ülke ahalileri, İslam ümmeti; aldırmaz, nemelazımcı, adam sendeci, tepkisiz, umursamaz olamaz!.. Bunun İslam’la bağdaşır tarafı olamaz. Müslümanlık ve İslam ümmeti olmak bu değil! İslam coğrafyasındaki Müslümanlar her türlü güç ve imkânlarını başta hakkıyla ümmet olma gayesine teksif ederek birliği oluşturmalıdırlar! İslam toplumları artık agâh ve duyarlı olarak, gaflet uykusundan uyanarak, basiretsizlikten ve idraksizlikten kendilerini kurtarmalıdırlar.

Hiç şüphesiz tüm Müslümanlar sorumluluk altında bulunmaktadır. Dün olduğu gibi bugün de mübarek beldelerin savunması Türkiye’den geçer. Yüce değerlerimize tarihi ve kutsal emanetlere peygamberimizin sünnetine sahip çıkmak da bizlerin görevidir... İslam birliğine, dirliğine ve kardeşliğine tuzak kuranlara fırsat vermeden, yeniden dirilmeye, yepyeni insan ve ümmet olmaya var mıyız?

Bizim asıl meselemiz şahıslar, toplumlardan ziyade İslam olmalıdır ki, bizi birbirine kenetlesin yoksa sömürülmeye, horlanmaya devam ederiz. Ey Arap ve İslam devletleri küfrün karşısında tek millet, tek ses, hainlerin karşısında tek yürek, zalimlerin karşısında tek bilek ve hakkıyla ümmet olalım!.. Birliğin yolunda koşalım, mücadele verelim. Ya Rabbi, sen kalplerimizi birleştir, mazlumları kurtuluşa erdir, Ümmeti İslam’ı tevhit üzere sabit kıl!..