Ona seslenişim bile alelacele olurdu işte ne bileyim..bir kez olsun BABAANNE diyerek kısacık seslenmedim. O benim babaneeeeeee diye eteklerine tutuştuğumda, yorgun ve tombul elleriyle başımı okşayan tek kadındı.
Başına bağladığı eşarpını, daha onun kadar pratik ve onun kadar güzel çenesinde düğümleyen hiç kimseyi görmedim yemin ederim.
Göğsünde taşırdı mübarek imanın altı şartını. Ve onun mübarek göğsünden helâl süt emerek hayata tutunmuştu altı erkek evladı boy boy... Sadece hayatı değil, evlatlarınıda her türlü kötülükten çekip çevirendi avaz avaz seslendiğim babaaaaneeem.
Tanıyanların dilinde Zeynep teyze, benimse hiç korkmadan konuştuğum, konuşabildiğim tek yürekti babaaaaaneeeem..
Herkes yarım ekmek döner yerdi, bense babaaaaanemin benim için hazırladığı yarım ekmeğin arasına dilimlediği domatesi. Bazen peynirle süsler, bazende kırmızı pul biber ekerdi dilim dilim dildiği domateslerin üzerini. Unutmadım yemin ederim...
Keşke onun kapı girişinde asılı duran pardesüsünün bereketini anlatabilecek bir lisan olsaydı. Olsaydı ve ben, anlatabilseydim..
Cebindeki mendilini getirmemi istediği zamanı hiç unutmadım. Ne cebinde bir mendil vardı nede benim yok babaaaaneee diyecek zamanım. Çaldığım tek şeydi onun pardesü cebine benim için koyduğu madeni kuruşlar...
Her seferinde o benden cebindeki olmayan mendilini ister, bense hınzır bir gülümsemeyle kurşun gibi koşar, kuruş kuruş nasibimi alırdım cebinden.
Ne yarım ekmek arasına üzerine biber serpiştirdiği domatesinin tadını, nede mendil cebine benim için bıraktığı o kuruşların hazzını unuttum...
Altı evladının altısınında isimlerini sürekli karıştırdığını düşünürdüm. Meğer dilinin ucuna gelen evlatlarının ismini zikredermiş o güzel yüreğinde, şimdi anlıyorum...
Kocaman bir sini etrafına toplanır ve onun o mübarek elleriyle hazırladığı sofraya besmele çekerdik kuşak kuşak...
Birkez olsun kısacık BABAANNE demedim o mübarek kadına seslenirken. O benim, hepimizin babaaaneeesiydi. Tanıyan ve bilenlerin ise Zeynep teyzesi.
Parmağına kıymık batınca dünyayı ayağa kaldıran şimdiki kadınlar gibi değildi benim babaaaneeem.
Ve bu gece yine yarım ekmek arası ince ince dilimlediği domateslerin üzerine serpiştirdiği pul biberle süslü ekmeğin tadını yaşadım...
İlk orucumu satın alan ve iki sözümün muhakkak biri olmuş olan merhametli kadın, babaaaaaneeem; mekânın cennet, makamın Firdevs olsun inşAllah.
Tüm ebediyete intikal eden büyüklerimizi dualar ile yad ediyor, herkese huzurlu bir hafta diliyorum. Kendim için ise dilenciyim.
Ramak Kaldı / (Samim İGDE)
Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
babaannem...benim babaannem: ilk arkadaşım, ilk oyun arkadaşım, ilk dostum hatta aşık olurcasına sevdiğim o mükemmel kadın. rahmetle anıyorum gözlerim dolu dolu: ebediyete intikal eden baba-annelerimize rahmet diliyorum, yaşayanlara sağlıklı ömürler diliyorum. ne çok şey öğrendik onlardan: öncelikle sevgi dilini ve nice hayat gerçeğini aslında yaşamanın inceliklerini sundular bize. kutluyorum değerli yüreğinizi. selam ve saygılarımla değerli hocam. ve teşekkür ediyorum.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.