Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
EDEBİYATÇI60
EDEBİYATÇI60

YAHYA KEMÂL ÜZERİNE

Yorum

YAHYA KEMÂL ÜZERİNE

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1534

Okunma

   YAHYA KEMÂL ÜZERİNE

YAHYA KEMÂL ÜZERİNE

YAHYA KEMÂL ÜZERİNE

Doğu ile Batı’nın edebî anlayışını sentezleyen, neo-klasik eserleriyle Türk edebiyatındaki tahtına oturan, yaşadığı süre zarfında hiçbir edebî topluluğa bağlılık göstermemiş olan Yahya Kemâl Beyatlı, yazmış olduğu şiirlerle de Osmanlı kültür ve medeniyetini muhafaza ederek o kültür ve medeniyetin muhafazakârı olmuştur. Sağlığında hiçbir kitabı yayınlanmayan şair, “Ok” şiiri hâricindeki bütün şiirlerini aruz vezniyle yazmıştır.
Aşk, ölüm, İstanbul ve Osmanlı üzerine şiir yazan Yahya Kemâl, II. Abdülhamit Han’a muhalif olarak gittiği Fransa’dan döndükten sonra Devlet-i Âli Osmaniye’nin medeniyetine olan hayranlığını dile getirerek muhafazakâr kesimin en çok beğenilen kalemlerinden biri olmaya muvaffak olmuştur. Bu muvaffakiyetin valsına ermesi mevzuunda haklıdır. Çünkü o yaptığı işin hakkını veren bir şairdir. Şiirlerinde parnasizm cereyânının te’siri mevcuttur. Şekle çok ehemmiyet veren bir san’atçıdır. Lâkin iş, şekle ehemmiyet vermekle nihâyet bulmaz. Şekil açısından cidden mükemmel eserlere vücut veren san’atçının şiirlerinde bir hayli duygusallık mevcuttur. Onun şiirlerinde biçim güzelliği ve duygu yoğunluğu âdetâ dans eder. “Sessiz Gemi” gibi ölümü en iyi şekilde sembolleştiren ve izâh eden bir başka şiirin mevcûdiyetine inanmamakla birlikte, “Atik Valde’den İnen Sokakta” şiiri gibi insanın, ait olduğu kültüre uzak kalmasının vermiş olduğu hüznü aksettiren bir şiir okumadım henüz. “Rindlerin Akşamı”nda âdetâ rindlik felsefesini yazar. “Süleymâniye’de Bayram Sabahı” adlı şiirinde, hayranlık duyduğu o yüce Osmanlı medeniyetinin maddeye olan akislerinden biri olan ‘Süleymâniye Camî’i her yönüyle, mükemmel bir söyleyişle anlatır. Aynı zamanda da Osmanlı’ya da değinir bu şiirinde. Belki de cihânın gelmiş geçmiş en medenî cemaati olan Osmanlı halkının ( Asr-ı Saadet’i saymazsak) torunlarının yaşadıkları o bayram sabahını anlatır. Mutludur Yahya Kemâl. Çünkü İstanbul’dadır. Osmanlı’nın timsâli olduğundan olacak ki; çok sever o İstanbul’u. Çünkü o çok sevdiği şehir, hasretiyle yaşadığı o nâdide medeniyeti kuranlara ev sâhipliği etmiştir. Analık etmiştir tâbiri câizse. Kutlu fethe şahit olmuştur. II. Mehmed Han Hazretleri’nin rüyalarının şehri olmuştur İstanbul. Kainatın efendisinin fethedileceğini müjdelediği şehir olmuştur İstanbul. Bağrında Kânûnîleri ve Yavuzları yetiştirmiştir. İstanbul görmüştür onun görmek isteyip de göremediklerini. Tevfik Fikret gibi İstanbul’a küfretmemiştir; bilâkis onun mânevîyatına ve şâheserliliğine destanlar yazmıştır.
Türk şiirinin kılıktan kılığa girdiği bir devirde o, şiirlerini yazarken hiçbir çelişki yaşamamış, biçim ve muhtevâ yönünden çok mükemmel eserler meydana getirmiştir. Bize ait olmadığı için o devirde pek rağbet görmeyen Aruz, Yahya Kemâl ile tekrar altın çağını yaşamıştır.
Günümüze gelindiğinde ise onun başarısı tartışma mevzuu edilmeyecek kadar yüce, eserleri de köhneleşmeyecek kadar klâsiktir. Şair denildiğinde akla ilk gelenlerdendir o. Tabii bu sözüm gerçek şiirden anlayan insanlar içindir. Yoksa Yahya Kemâl’i tanımayıp da, bir iki anlaşılması zor şeyleri yazdığı için kendini şairler zümresinden zanneden insanları yakından tâkip edenlerin sayısı bir hayli fazla şu günlerde.
İstanbul Osmanlıyı, onun şiirleri ise hem Osmanlı’yı hem de İstanbul’u aksettiriyor bizlere. Aynı zamanda gerçek bir şairin kalemindeki kudreti hissettiriyor ve bu kudrete mâlik olmanın rindliğini aksettiriyor şiirlerinde.
Mekânın Cennet olsun üstâdım! Muhafaza ettiğin medeniyetin muhafazakârları yaptığın hizmeti unutmayacaklar ve senin Fatihleri, Yavuzları, Kânûnîleri kısacası Devlet-i Âli Osmaniye’yi yücelttiğin gibi onlarda seni yüceltecekler, seni ve şiirlerini muhafaza edecekler. “Sis”i ve “ ‘Sis’te Söyleniş”i mukâyese edip doğruyu bulmaya çalışacaklar. Umarız ki; Cennet’te, hayranı olduğun medeniyete sultanlık etmiş o alperenlerle birlikte, arkanızdan gelecek akıncıları bekliyorsunuzdur.
Mustafâ KILIÇBAY
20.09.2008
AKİS GAZETESİ
KÜTAHYA

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yahya kemâl üzerine Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yahya kemâl üzerine yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YAHYA KEMÂL ÜZERİNE yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
kemter
kemter, @kemter
27.10.2008 16:41:23
faydalı ve iyi bir yazı teşekkül etmiş. selamlar.
ömer60
ömer60, @omer60
23.9.2008 09:21:02
Güzel bir yazı okudum devamı dileğiyle.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL