4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
948
Okunma

Âlem-i İnternetin içinde başka bir âlem olan sosyal medya her Allah kulunun aklına eseni pervasızca paylaştığı alan olmaya mahkûm maalesef. Sanal âlemin banallik kokan ikliminin tez zamanda ıslah olması için elimizden dua etmekten başka bir şey gelmiyor ne yazık ki. En masumane sosyal medya uğraşı sayabileceğimiz şiir ve yazı paylaşımı. Lâkin bu cenahta da farklı bir hastalık var. Yazılan şiir ve yazının içeriğini , edebi ve ilmi değerini takdir etmekten ziyade, “körler sağırlar bir birini ağırlar.” anlayışı hakim. Bu ana başlık içinde kendine yer bulmuş edebiyat içerikli siteler bir okul işlevi görüyor hiç kuşkusuz. Ancak, yapılan eleştirilerin gerçek eleştiri kıvamında olması elzem. Yoksa başta da ifade ettiğim gibi “körler sağırlar birbirini ağırlar” anlayışı ile istenen amca ulaşmak zorlaşır.
Kıvamında pişirilmeyen bir yiyeceğe sosla lezzet katmak nasıl mümkün değilse, şiir özelliği taşımayan birkaç dizeye övgü düzmek de böyle bir şey olmaktan öteye gidemez. Bu aynı şekilde düz yazı türleri içinde geçerli. Her işte kalite olduğu gibi yazı çizi işlerinde de kalite diyorsak özeleştiri ve eleştiri kavramlarını dürüstçe çalıştırmalıyız. Yoksa sanal âlemdeki ahbap çavuş ilişkisi tarzındaki takdir ve minnet ile yazı âleminde istenilen gelişme sağlanamaz. Şu anda da S.O.S veriyor zaten.
Ben kendi adıma birkaç kez yapıcı eleştiriyi denedim; ama olumsuz tepki ile karşılaştım. Şiiri hakkında söylediğim saygı çerçevesi içindeki sözlerimi işin içine duygusallık karıştırarak olumsuz cevapladı ilgili zat. O günden beri de bu tür eleştiri yapmaktan vazgeçtim. Ancak, kendim eleştiri yapmasam da yapılan eleştirileri dikkat ile okuyorum. Okuduğum eleştirilerin kahir ekseriyetinin objektif olmayışı beni bu yazıyı yazmaya zorladı. Birbirini avutanlar daha nereye kadar bu anlayışlarını sürdürecekler merak ediyorum.
Hatta daha da ileri gideyim. Sırf bu sebepten yazı ve şiirlerime yorum yazan birkaç kişiye nezaket çerçevesi içinde teşekkür ediyorum. Onun haricinde sevinmek ve üzülmek gibi bir duygu yaşayamıyorum. Şiir ve yazılarımı yayımladığım edebiyat sitesinde zaman zaman yazımın güne düşmesi de benim için bu kapsamda. Daha ziyade bir mana taşımıyor. Elbette takdir edilmek güzel. Takdir ve tenkit beni bir adım öne taşıyabiliyorsa anlamlı. Olduğum yerde saymama vesile oluyorsa bir manası kalmaz. Bence şiir ve yazıları eleştiren arkadaşlar daha objektif olmalı. Biraz kaba kaçacak ama; bu işi karşılıklı çıkar ilişkisine dönüştürmeden genel kurallar çerçevesinde yapmalıyız. İşte, o zaman yaptığımız eleştirilerin bir anlamı olur. Ve yazı ile ilgili kaliteyi bir adım daha ileri taşır. Yoksa “körler sağırlar birbirini ağırlar.” mantığı ile aynı yerde sayar dururuz. En iyisi ben söze hiciv ıtırlı bir şiirle nokta koyayım :
En has sözü ben derim şiirlerim emsalsiz(!)
Derdiğim sözcüklerin menba’ı hangi Lügat
İsterim gönüllerde yazdığımdan kalsın iz
Lâkin aklım hiç ermez bu sanat nasıl sanat
Bana da lâzım derim bindirilmiş kıtalar
O vakit anlaşılmaz yaptığım tüm hatalar
Sanatın zirvesine zırva ile çıkılır
Akıcılık duruluk nerede hak getire
Özenli iş yaparsan şakşakçılar sıkılır
En iyisi kâğıda boydan boya çek tire
Bana da lâzım derim bindirilmiş kıtalar
O vakit anlaşılmaz yaptığım tüm hatalar
Usta şair olmaya ramak kala vuruldum
Söylediğim sözlerin itibarı hep sıfır
Şakşakçı toplamaktan artık yeter yoruldum
Muhitimde cümle şey dönüyor hızla fır fır
Bana da lâzım derim bindirilmiş kıtalar
O vakit anlaşılmaz yaptığım tüm hatalar
Yazsam çizsem ne yazar ne anlayan ne bilen
Okumak ayrı bir iş dikkat ve özen ister
Yazı zahmetli bir yol düşe kalka gidilen
Akmalı kalemlerden ve alından helal ter
Bana da lâzım derim bindirilmiş kıtalar
O vakit anlaşılmaz yaptığım tüm hatalar…
Ankara, 12.06.2017 İbrahim Kilik