5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1110
Okunma
Ve aşkı da yitirdik. Gidiş gelişlerimizi ağırlayan kapı tokmaklarında saklı saydık saygıyı, her çalışımızda biraz daha ezdik, saygıyı da yitirdik... Şimdi o çok ağır olan veda mektuplarının başına üç nokta koyup gerisini getirememe zamanı... Şimdi söylenecek çok kelime bulupta saygıdan susmanın, kinini kusmanın yandaşı olmayıp, ayıplayıp üstelik, nasıl geldiyesek öylece aniden çekip gitme zamanı... Şimdi seni tanıyan kelimelere adap, senin dışında büyüyen hayata yön verme zamanı... Sana ‘hakkını helal et’ derken, uğruna yazılan her şiiri değerini bilmediğin için haram etme zamanı... Seninle kirlenen içimdeki hayalini de söküp atma zamanı, veda zamanı....
Hep bir umut vardı bize dair. Hep bir özlem... Sende dayanamıyordun yalnızlığın sağır edici fısıltısına, bende dayanamıyordum sensiz güne uyanmaya... Onlarca bahanen vardı senin oysa, kendini yüceltmek için... Kendin yüceydin zaten içimde, bakmaya zahmet etmedin. Ne spor arabalı hayaller vardı belleğimde, ne dövmeli günahlar... Ne hayat standartları etkiledi beni bugüne kadar, ne tomarla paralar... Nasıl vasıfsız bir insan olarak girdiysen gönlüme ve öyle bellediysem seni öyle kalsaydın keşke... Yüreğinden başka hiç bir şeyi olmayan tesellim olsaydın...
Kılıfına uydurulacak hiç bir bahanen kalmadı artık, hiç bir bahanem, hiç bir isteğim, hiç bir heyecanım, sana karşı hiç bir ilgim kalmadı aşktan yana... Şimdi kimin düşüne sarhoş, döşüne yaren, eline hayran, sözüne kurban olacaksan git ona.... Bir toz bulutu gibi dağılacağım anılarından, beni sakın kimselere anlatma....
Şimdi bir yaşam dolusu sözlerimi topladım, şarkıları da önüme kattım, bana hep açık olan kapıları kırıp çıkıyorum sukunetime, ne adına rastlayacak, ne nefesini duyacaksın nefesimde bundan böyle...
Ben yüzüm ak çıkıyorum bu savaştan da, her savaşım gibi, şerefle....
Elif SEZGİN