Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
ahker
ahker

"AŞK DEDİM" VE M. ZEKİ GEZİCİ

Yorum

"AŞK DEDİM" VE M. ZEKİ GEZİCİ

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

740

Okunma

Okuduğunuz yazı 1.5.2017 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

"AŞK DEDİM" VE M. ZEKİ GEZİCİ

---

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
"aşk dedim" ve m. zeki gezici Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz "aşk dedim" ve m. zeki gezici yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
"AŞK DEDİM" VE M. ZEKİ GEZİCİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Vedat Keleş
Vedat Keleş, @vedatkeles1
2.5.2017 11:42:10
Merhaba,

Eleştiri, bir şeyin zayıf ve güçlü yanlarının değerlendirilmesidir’ diyor TDK sözlüğü. Sözlükle hemfikirim. Öncelikle şunu belirtmek gerek: Eleştiri, hem olumlu hem de olumsuz olanı işaret eder. ‘Salt’ diye bir şey yok. Teoride durum bu. Pratikte ise işler biraz farklı. Gündelik kullanım (kimileri buna halk ağzı diyor) sözcüğün olumlu yanını hayli törpülemiş, geriye olumsuz durumları pekiştiren bir ifade kalmış. Edebiyattaki eleştiri de bu anlayışın uzağında değil.

Siz, sadece şiirlerden bahsetseniz de diğer edebi türleri de eleştiriye dahil edip çeperini genişletmekte fayda var. Kolaylık açısından şu iki başlığı açabiliriz mesela.

Türk Edebiyatında eleştiri
Sanal Edebiyat platformlarında eleştiri.

Eleştiri edebi yazında başlı başına bir disiplin iken, ne yazık ki gereken önemi göremedi Türk Edebiyatında. Bunun nedenleri hakkında farklı görüşler ileri sürülebilir elbette. Pek çok gerekçeyle ilişkilendirilebilir. Toplumca okumayı pek sevmiyoruz, bu sır değil. Kitaplar satılmıyor, satılsa bile okunmuyor. Hal böyleyken, yeni bir şey var etmeyen daha çok var olanı tenkit eden yazınların rağbet görmemesi anlaşılır bir durum oluyor. (Anlaşılır ama kabul edilebilir değil elbette) O yüzden olsa gerek eleştirel yazınlar, bir grup meraklı/gönüllü edebiyatseverin akademik/dergi çalışmalarıyla sınırlı kalmış durumda. Yazınızda bahsi geçen eleştirmenler içerisinde Fethi Naci’nin ayrı bir yeri var benim için. Eleştirileri yazıları dışında deneme ve öyküleriyle de çok başarılı olan, mutlaka okunması gereken bir yazar.

Övgü makamındaki iltifatlar yazara bir şey kazandırmaz. Tam tersi de doğrudur: haksız bir yergiyle kuşanılmış sözcükler yazar olandan bir şey eksiltmez. Bunu neden mi söylüyorum? Çünkü söz konusu ‘sanal edebiyat platformları’ olunca, eleştiri bu şartlara uygun yeni anlamlar kazanabiliyor da ondan.

Bilindiği gibi eleştirinin farklı türleri var: 1) Öznel eleştiri 2) Yazın tekniğine göre eleştiri 3) Toplumcu eleştiri 4) İzlenimci eleştiri 5) Çözümleyici eleştiri gibi... Her tür için farklı şeyler söylenebilir ama ben sadece öznel eleştiriye kısaca değinmek istiyorum.

Hiçbir yazar, topluluğun tamamının beğenisini kazanacak ürünler ortaya koyamaz. Geneli tatmin etmek gibi bir gayeyle de yazmaz zaten. Kendine bir hedef kitle belirler. En amiyane deyişle söz konusu kitlenin yazdıklarına karşı tepkisini ölçer ve gerekirse nabza göre şerbet verir. Bu kitabı yüz binlerce satan ‘ünlü’ bir yazar için de böyledir, amatör platformlara yazdıklarını asan ‘yeniyetme’ bir yazar için de. Buradaki denge önemli tabii. Zira kitlenin bilgi ve beğeni düzeyi ne kadar yüksekse, okuduklarını anlama, değerlendirme ve yargılama çabası ne kadar aktifse yazar da o kadar niteliklidir. Ve görece olduğu sürekli yinelenen güzellik kavramına da o kadar yaklaşmış demektir. Evet, bir yazıya eleştiri getirmek yabana atılır bir durum değil. Bir ‘yetkinlik’ ve ‘olgunluk’ gerektirir. Ve malum bu gereksinmeyi birilerin vereceği unvanlar karşılamaz. Eleştirideki öznellik ya da ‘öznel eleştiri’ aslında tam da burada ortaya çıkıyor. Çünkü her insan, kendi yazınını oluştururken, kendine has bir dili geliştirirken, sözcüklere yeni oyunlar öğretirken, edebiyatına kan veren hayatının ve kültürünün çeperinde oyalanır. O insanın edebiyattan anladığı odur. Edebiyata ve edebi sorunlara o pencereden bakar. Haliyle güzel olan ve egemen olması gereken o pencerenin gösterdikleridir. Takdir edersiniz ki bu anlamda her eleştiri mutlaka biraz özneldir.

Kısacası, eleştiri konusunda penceremden yansıyanları şöyle özetleyebilirim:
-Eleştiri de, önyargılardan tamamen arınmış bir anlayış söz konusu olamaz belki ama en aza indirmek makbuldür. Muhatabıyla görüşmeden eleştiri yapılmamalı mıdır? Sehven yapılmış, imla hataları, yazım yanlışları vb. için belki ama şiirin dili, teknik yapısı, örgüsü ve işaret ettikleri konusunda eleştiri icazete tabi değildir.

-Karşı tarafın vereceği cevabı düşünerek eleştiri yapmak, eleştiriyi güdükleştirir. Ayrıca ‘olumsuz’ eleştiri demek, o eleştirinin bütün hatlarıyla yıkıcı olduğu anlamına gelmez. Yazar için ‘olumsuz’ olan yazı için yapıcı ve olumlu olabilir. Kaldı ki kişilerin hangi yorumdan nasıl etkileneceğini bilmek müneccimlik vasfı gerektirir. Ayrıca böyle bir düşünce içinde her ne kadar iyi niyet barındırsa da bir süre sonra danışıklı dövüşe dönüşmeye meyillidir.

-Eleştiri anlayışının altyapısı zenginleştikçe edebiyatın çehresi de güzelleşecektir…

Selamlar.
Vaha Sahra
Vaha Sahra, @vaha-sahra
2.5.2017 08:31:03
"sana aşk dedim ey ölümsüz" bu tek başına koca bir şiir zaten, yitirilmiş bir şeyi değerli kılıp ölümsüzleştirenin o çocuk saflığında gülüşünü ve manevi olğunluğa ermişliğini de gördüm
paylaşımınızı okuyarak haberdar oldum bu şiirden ve şairden


*mütevazi olmayanları hiç bir şeyden saymıyorum ben kendi adıma
olgunluğa erişmemiş insanların üretitiği her neyse kıymete binecek şeyler değildir

ben şairim.entelim dantelim diyen sözde şaiir yazarların emek hırsızı olduğuna inanırım

gözlerini karartmıştır hırsları ve ben onlardan her şeyi beklerim


bu kısıır dönğünün içinde iyilere ulaşabilmenin bir yolunu bulmalı

ahbap çavuş ilişkisi kimseye bir şey katmıyacağı gibi
döndürülen bu çarktan geriye hiç bir şey kalmayacak

yazılacak çok şeyim var bu konuda daha belki sonra...

teşekkürler

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL